Cilt Tipine Uygun Temizleyici Seçmek
Cilt bakım rutini deyince ilk adımı temizliktir, cildimiz için en uygun temizleyici nasıl buluruz?
Cilt temizliği için piyasada o kadar çok ürün var ki, insanlar bu çeşitlilikte hangi ürünün kendileri için en doğrusu olacağına karar vermekte zorlanıyor. Günün sonunda da bir online siteden ya da marketten aslında belki de kendilerine pek de uygun olmayan bir ürün alıp çıkma olasılıkları var. Temizleyici cildimize uygun değilse, ciltte kuruluk, gerginlik ve pullanma baş gösterebilir, hassasiyet ortaya çıkabilir ya da bazı deri hastalıkları alevlenebilir. Bu yüzden temizleyici alırken cildinize uygun bir ürün seçmek önemli.
Önce cilt temizleyicilerini biraz daha yakından tanıyalım, temel olarak köpürenler ve köpürmeyeneler diye ikiye ayıralım. Bu ayrımın ardından hangi cilt tipi için, hangi özelliklerde ürün daha uygun olacağından bahsedelim. En iyi bilinen temizleyiciler köpürme özelliği olanlardır köpürme, eşittir, temizlik gibi bir düşüncelerimiz olsa da köpüren ürünler her cilt tipi için vazgeçilmez bir özellik değil. Köpürme özelliklerini veren içerdikleri sülfattan alırlar ya da diğer bir deyişle deterjanlar. Evet, köpük oluşturma özelliğine sahip oldukları için temizleme kapasitesi en yüksek olanlar da bunlar ama deterjanlar derinin yüzeyinden lipid adını verdiğimiz yağları ve koruyucu bariyer tabakayı söker alır.
İşte bunun için sadece aşırı sebum üretimi olan kişilerde tercih edilmeli. Yani yağlı ve karma ciltler için uygun ancak kuru ya da normal ciltlerde kuruma, gerginlik hatta tahriş bile yapabilirler. Köpürme özelliğini veren sülfat, onlardan en aşina olduğumuz en çok karşılaştığımız muhtemelen sds, sodyum sülfat, tahriş özelliğini azaltabilmek için bir alternatif, kuzeni sodyum sülfat, sds kadar olmasa da bir miktar köpürüyor ama daha az tahrişe neden olur.
Bunlar sülfattan, onların tahriş etkisini azaltma çabalarından doğuyor. Bu tarz ürünler, aşırı yağlanma sorunu olmadığı sürece her cilt tipine uygun, ama özellikle kurmaya yatkın ciltler için iyi.
Birde doğal bitkisel sabunlar var, kremler ve yıkama kremleri var, losyon ya da yağ şeklindeki temizleyiciler var.
Önce sinde sentetik ve deterjan sözcüklerinin ilk hecelerin birleşmesiyle türetilmiş bir kelime adından da anlaşıldığı üzere senterler var. Tıpkı köpüren ürünlerde olduğu gibi aslında bunlarda da sülfat var. Ambalajında sabun içermez ya da soğuk free yazabilir, genellikle cilde nazik ürünler ama bazen hassas ciltlerde tahrişe yaratabilirler, içeriklerle fazla kafa karıştırmak istemiyorum ama birkaç önemli noktayı vurgulamam gerekiyor.
Çünkü bunları bilmek sizi bilinçli bir tüketici yapacak ve cildiniz için ezbere değil araştırmanızı yapmış olarak bir temizleyici seçmiş olacaksınız. Temizleyicinin çevirip arkasına bakanı ya da bir online siteden alıyorsanız içeriğinin detaylı olarak yazıldığı kısmı arayıp bulup sülfattan içerik listesinde o karmaşık latince liste arasında genellikle üst yarıda yukarıda yer alanlar en tahriş edici içerikler sodyum lauryl, oritmi ve sülfat sodyum, coco sülfat, amonyum, lauryl ve lore. Sülfatlar normal bir cilde pek sorun yaratmayabilirken kuru bir cilde pek de iyi gelemeyebilirler.
Ayrıca coco olup olmadığına bakabileceğiniz bir grup ürünün içeriğinde çoğu zaman sadece tek bir sülfatan değil, birkaç tane farklı sülfatan olduğunu göreceksiniz. Neden böyle yapılıyor? Her bir maddenin daha az miktarlarda kullanılabilmesini sağlamak ve böylece yan etkilerini azaltabilmek için diyebiliriz. Çünkü tahriş edici potansiyellerini biraz da hangi miktarlarda kullanıldıkları belirleyecek. Ne yazık ki içeriklerin yanında hangi oranda kullanıldığı genellikle yazmadığından buna ulaşamıyoruz. O nedenle ürünü denemeden kullanmadan sizin kuru cilt yapınıza en iyi gelecek olan temizleyicinin bu olup olmadığını bilmek her zaman mümkün olmayabilir ama şuna dikkat edelim.
Listede nazik olarak saydığım sülfattanlardan olsun. Birde bunun yanında bu kimyasalların tahriş etkisini azaltacak nemlendirici özellikte şeyler olsun. Bu tür maddeler de genellikle listede ikinci yarıda aşağılarda yer alır. Nemlendirici özellik kazandıranlar neler, neyi arayalım?
Gliserin sorbitol, seramik hyaluronik asit, bitkisel folikasitler, bir de bitkisel yağlar var mı bunlara bakalım. Örneğin avacado sülfatların tahriş edici etkisini azaltmak için çok güzel bir madde sonra argan yağı, çay yağı olabilir. Bunlarla sınırlı değil tabii başka bitkisel yağlarda olabilir. Eğer o üründe bitkisel yağlar kullanılmışsa en sonda yazdığını göreceksiniz.
Sentetik temizleyiciler de kullanılan bitkisel yağlardan bahsetmişken, doğal bitkisel yağlarla ve geleneksel yöntemlerle üretilen sabunlara da değinmek istiyorum. Benim tercihim de genellikle doğallıktan ve mümkün olduğunca doğal ürünlerden yana olduğu için doğal sabun, bitkisel yağ ve kostikin birleşmesiyle olan sabunlaşma reaksiyonu ile elde edilen sabun dan bahsetmek istiyorum.
Doğal bitkisel sabunlara getirebilecek tek eleştiri PH değerler ile ilgili olabilir cildimizin pH değeri, hafif asit sabunlar ve yağlı temizleyiciler cildin asit yapısını geçici olarak bozar, bu da kurutucu etki göstermelerine neden olur, özellikle kuru ciltlerde kullanımını zorlaştırır.
Ama burada çok önemli bir nokta var, eğer bu doğal sabun üreticisi süper ph yöntemi kullandığını beyan ediyorsa bu kurutucu etkinin önüne geçilebilir, bu sabunlaşmayan yağı ifade eder. Yani sabunlaşma reaksiyonu sonunda ortamda sabunlaşmayan yağ kalıyorsa bu iyi bir şey. Çünkü bu ekstra yüzde 05-10 oranındaki yağ hem cildi nemlendirerek sabunun kurutucu özelliği azaltacak, hem de ph değerini doğru yöne çekecek.
Doğal sabunlara en büyük eleştiri ve ph yüzündendir. O zaman süper ph yönteminde reaksiyona girmemiş olan yağ asitleri sabunun daha alt yapıda olmasını sağlar. Böylece yüksek PH değeri konusunda çözülmüş olur, doğal ürünlerle cilt yaşına saygılı ekstra nemlendirme özelliği olan içerdiği kimyasallarla sularımızı toprağımızı kirletmeyen cildinize dost bir ürün elde edilmiş olur.
Kuru ciltler için temizleme sırasında cildin üzerinde yağ bırakan krem, losyon süt ya da yağ şeklinde temizleyiciler doğru bir seçimdir, yıkama kremlerinin tüm cilt tipleri için uygundur, ama özellikle kuruluk problemi yaşayanlarda daha çok tercih edilmeli. Bide kurutucu akne tedavileri kullananlar için de doğru bir tercih.
Çünkü akne tedavisinde kullandığımız ilaçlar cildi çok kolay tahriş edebilir. Bu yüzden yıkarken bariyer zedelenmez işte yıkama kremleri bu noktada en nazik ürünler olarak tercih edilebilir. Makyaj çıkarmak için krem veya formundaki temizleyiciler kullanılabilir. Bu kremin içinde yüksek oranda petrol bazlı mineral yağlar bulunur. Burada bu yağların görevi nemi deri ye hapsetmek. Yan formundaki temizleyiciler tölerens yağ ve temizlik deyince tıpkı jel krem ya da köpük formlar gibi bunlar da temizlemeye yardımcıdır, sadece temizleme mekanizmaları farklı, diğerlerinde ön planda olan temizleyici sülfat yani deterjan, temizleme yağlarında başrol yağdı.
Burada kullanılan yağ hem cildimizin ürettiği yağ olan semumu hem de cilt yüzeyindeki makyaj malzemelerinin ya da kozmetik ürünlerin bıraktığı yağı çözer, yalnız burada önemli bir nokta şu, yağ formundaki temizleyiciler yağlı bir cilde sahip kişilerde tek başına olduğunda doğru bir seçim olmayacak.