Londra’da Cüneyt Akeroglu’yla gerçekleştirdiğimiz çekimden kısa bir süre sonra Doutzen’in hamile olduğunu öğrendim. Karelerdeki ışıltısını hamilelik hormonlarına bağlamak mümkün mü bilmiyorum ama uzun süredir gördüğüm en duru ve zamansız güzellikle karşılaştığımı söylemeliyim. Yaprak Aras’ın yaptığı röportajda bunun ikinci çocuğu olacağını öğrendiğimde ise küçük bir şok yaşadım. Bir yanda annelikle meşgulken, diğer yanda moda dünyasına kıvrımlı, sağlıklı ve fit bir silueti benimsettiği için kendisine teşekkür borçlu olduğumuzu düşünüyorum.
Dünyanın ayrı köşelerinde yaptığımız çekimlere karakter katan üç süper modelden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Eniko. Jamie Bochert ve Sasha Pivovarova Tüketim döngüsünün bu kadar hızlı işlediği, her sezon yüzlerce yeni yüzün podyumlarla tanıştığı sektörümüzde farklı duruşlarıyla kendilerini ayrıştırmış üç isim. Daha uzun yıllar hepimizi peşlerinden sürükleyeceklerine inanıyorum.
Bir de yolu moda dünyasından geçmeyen, Türkiye’nin yaşsız kahramanları var. 13 ya da 83 yaşında olmaları onlar için önemli değil, onlar hissettikleri yaştalar. 80. doğum gününden itibaren muhteşem resimler yapmaya başlayan Muazzez Türker. Hayatı daima genç kadın tutkusuyla yaşayan Bennu Gerede. Zamansız hikayeleri ve güzelliğiyle Ayşe Kulin. Zamanının yarısını maratonlara, hatta Boğaz ı geçme yarışlarına katılmak için antrenman yaparak geçiren İtalya Başkonsolosu Gianluca Alberini ve 10 yaşsız isim daha… Ümit Savacı nın portreleri ve Kaya Genç’in yazılarında çok başka hayatlar tanıyacaksınız.
Kısaca bu ay sizi zaman kavramını unutmaya davet ediyoruz. Çünkü inanın gençliğin yaşı yok!
Bilmiyorum havaalanında moda haftalarına giden editörlerle hiç karşılaştınız mı?
Eğer karşılaşmadıysanız manzarayı hayal edebilmek için uzun yaz tatilinden Almanya’ya ‘geri dönen işçileri aklınıza getirin. Moda gurbetçilerinin valizleri elbet daha şık, ama bir hafta için beraberimizde taşıdığımız yük miktarı neredeyse aynı! Bu sezon onuncu kez geldiğim Milano Moda Haftası’nda bir yanda valizimi boşaltıp diğer yanda yine hafiflemeyi başaramadığım için kendime söylenirken, otel odasındaki (gardırobun altına sıra sıra dizdiğim stilettoları fark ettim. Bir, hadi bilemedin iki tanesi neden yeterli olmadı? Konu modaya gelince herkesin kendine özgü bir zamansız güzellik anlayışı var. Anladım ki benimkinin tarifi stilettolarda gizli. Valizimden her şeyi çıkartabilirim ama onları asla!
Evet, galiba bu uzun girizgahın nereye gittiğini anladınız. Bu ay üzerine bolca düşündüğümüz, her konuyu süzgecinden geçirdiğimiz mesele, zamansız güzellik… Merak etmeyin, bu sayının ruhu sadece stilettolarla ya da jean, pili, dore gibi modanın diğer vazgeçilmezleri ile sınırlı değil. Dördüncü yılımızı kutladığımız Mart sayısında yaşa ve zamana meydan okuyan birçok hikaye var. Kahramanlarımız o kadar farklı ve ilham dolu ki nereden başlayacağımı bilemiyorum. Zaten aralarında bir hiyerarşi oluşturmam mümkün değil.
Mesele yaşsızlık olunca, galiba ilk aklıma gelen isim Ayşegül Aldinç. O, dişiliğin tanımı ve Aldinç’i ilk hatırladığım günden beri (en azından bir 25 sene) bu böyle. Zarafetinden, özgüveninden ve seksiliğinden hiç ödün vermeyen biri.
İtiraf etmeliyim ki. Susan Sarandon’la İsviçre’deki röportajı ben yapmış olmak isterdim; zira kendisine hayranlığım Thelma ve Louise’i seyrettiğim 1991 yılından beri artarak ilerledi. Benim yerime editörlerimizden Didem Dayıcıoğlu, Sarandon’la Cenevre’de buluştu. Röportaja giydiği elektrik mavisi takımı, altındaki kırmızı spor ayakkabılarıyla etrafına enerji saçan tavrını Didem’den dinledim, hayranlığıma yeni bir katman eklendi.