Tatlıya düşkünlüğümden sonunda kurtuldum!
Caitlin Gallagher 10-12 yaşlarındayken, iyi niyetli ama otoriter annesi evde tatlı yenmesini yasaklamış; bu yüzden Caitlin okuldan eve gizlice şeker getirip hepsini yiyor, paketlerini de annesi görmeden çöpe atıyormuş. Abur cubur ile hayat boyu sürecek olan savaşı böyle başlamış. Yirmili yaşlarının başlarındayken, sürekli olarak ekmek, makarna ve kap kap dondurma alıp hepsini yalnız başına bir oturuşta yiyormuş. 25 yaşına geldiğinde 48 bedene kadar çıkmış ve katı diyetler yaparak üç sene boyunca sürekli üç beden küçülüp büyümüş. Bu duruma canı sıkılan 167 santim boyundaki Caitlin, sıkıldıkça daha da kilo almış. 37 yaşına geldiğinde, Virginia’da yaşayan, iki çocuk annesi ve iki işte birden çalışan genç kadın, neredeyse 135 kiloya ulaşmış.
Değişim
yılının Eylül ayında bir gün, Caitlin bir yaşındaki oğluyla birlikte bir çocuk spor salonuna gitmiş ve ona ayak uydurmakta zorlanmış. “Oturduğum yerden ayağa kalkmakta bile zorlanıyordum. Ve enerji dolu, ortalıkta hoplayıp zıplayarak oğlunu kovalayan başka bir anneyi fark ettim” diyor. Meğer o anne, bir kişisel eğitmenmiş. Hayatı boyunca hiçbir sağlık kulübüne üye olmamış ya da herhangi bir spor yapmamış olan Caitlin, ondan yardım istemiş ve olumlu cevap alınca da çok heyecanlanmış.
Yaşam Tarzı
Caitlin, yeni eğitmen arkadaşıyla haftada iki kere ağırlık ve sağlık topu kullanarak çalışmış. Evde olduğu günlerde ise, koşu bandı üzerinde40 dakika yürümek gibi kardiyo egzersizleri yapmış. Böylece altı ay içinde 11 kilo vermiş ama daha sonra kilo vermesi durmuş. Doktoru, sonuç görmek istiyorsa beslenmesinde ciddi değişiklikler yapması gerektiğini söylemiş. “Tatlıları, paketinde ‘diyet’ yazan versiyonlarıyla değiştirmek işe yaramayacaktı” diyor.
Tatlıya düşkünlüğünden kurtulmakta kararlı olan Caitlin, ilave şeker ve beyaz un tüketimini kesmiş; doyurucu smoothie’ler, yağsız protein ve lif açısından zengin sebzelerle beslenmeye başlamış. En zoru ise, geceleri dondurma yeme alışkanlığından vazgeçmek olmuş ama çok zor geçen iki haftadan sonra tatlı yeme isteği de geçmiş. Beslenmesinde yaptığı köklü değişiklikler işe yaramış ve Caitlin ayda dört kilo vermeye başlamış.
O zaman da egzersizlerinin yoğunluğunu arttırmaya karar vermiş, ilk kez’nin yazında bir buçuk kilometre koşmayı başardıktan sonra, yarışlara da katılmak istediğini söylüyor, ilk seçimi ise bir çamur yarışı olmuş: “Tüm yarışmacılar kirli ve darmadağın gözükeceğinden dolayı, kendi hâlimden utanmayacağımı düşündüm. Ama ilk bitiş çizgisinden geçmek bana inanılmaz bir şevk verdi.” Ve bundan sonraki sene içinde bir triatlon, bir yarı-maraton ve 27 kilometrelik bir bisiklet turunu tamamlamış. Sonuç olarak artık o 38 beden, fit bir kadın.
Ödülü
Caitlin, “Her zaman kilolu oldum, bu yüzden önceden yapamadığım pek çok şey vardı” diyor ve ekliyor: “Nihayet kolsuz yazlık elbiseler giyebileceğimi fark ettiğim günü hatırlıyorum! Kollarımın böylesine
şekilli olmasıyla gurur duyuyorum.” Caitlin, ağırlık kaldırma, kardiyo ve boks derslerine ek olarak, haftada altı gün, 25-40 km arası koşuyor. Şimdi 40 yaşında olan genç kadın, kişisel eğitmen sertifikasını da aldı ve artık çocukları ona ayak uydurmakta zorlanıyor. “Neler yapabildiğime hâlâ şaşırıyorum” diyor, “içimde bu kadar enerji olduğunu bilmiyordum!”
Caitlin’in Tavsiyeleri
Tartıyı unut. “Kendime sadece, belli bir yarışı tamamlamak gibi hedefler koyuyorum. Asıl amacım hiçbir zaman kilo odaklı değildi.”
Tatmin ol. “Sen de benim gibi tatlıya düşkünsen, bu ihtiyacını gidermek için elma ya da bir parça bitter çikolata yemeyi dene.”
İnce (ve hızlı!) düşün. “Ayaküstü yenecek harika bir öğle yemeği için işlenmemiş şarküteri ürünlerini marul yapraklarına sarıyorum, yanında da şerit hâlinde kesilmiş sebzeler ve bir parça meyve veya peynir yiyorum.”