AMELİYATLI MI, AMELİYATSIZ MI?
Medikal estetikte sürekli gelişen yöntemler, yüz germe ameliyatlarının sonunu mu getiriyor? Yoksa kesin ve kalıcı sonuç için cerrahi kaçınılmaz mı? Uzmanları karşı karşıya getirdik, bakın neler öğrendik.
Gün geçmiyor ki e-posta kutuma yüz germede non invaziv (cerrahi olmayan) estetik uygulamalarla ilgili bir basın bülteni düşmesin. “Ult-hera’yla tek seansta zamana meydan okuyun”, “iple askılama yöntemiyle ameliyatsız 10 yaş gençleşin” cümleleri kafamda uçuşup dururken ister istemez, yoksa biraz abartılıyor mu, dedim. Ne yani, bizi hala selülit kremleriyle uğraştıran medikal estetik sektörü, yüz germe ameliyatlarının pabucunu dama atmış olabilir mi? Teknoloji ne ara bu kadar ilerledi?
Estetik dünyası bu konuda ikiye ayrılmış durumda. Kimi doktorlar önümüzdeki 10 sene içerisinde yüz germede cerrahi operasyonların ortadan kalkacağını söylerken, kimiyse tatmin edici ve birkaç ayda uçup gitmeyen sonuçların ancak cerrahiyle alınabileceğini savunuyor. işin peşine düştüm ve görüşlerin tarafsız olması adına, hem invaziv hem de non invaziv uygulamalar yapan plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanları Op. Dr. Tunç Tiryaki ve Op. Dr. Seyfi Akbay’ın kliniklerinin yolunu tuttum. Tiryaki, medikal estetik yöntemlerinin cerrahi gereksinimi yok edemeyeceğini ancak ameliyat tarihini bir miktar öteleyebilece-ğini belirtirken, Akbay non invaziv girişimlerin doğru uygulandığında toparlaması zor çene hattında bile iyi sonuçlar verdiğini söylüyor. Peki bu yöntemler hangi durumlarda yetersiz? Klasik yüz germe ameliyatına oranla daha pratik görünen ve narkozsuz uygulanan mini-lift nedir? Buyurun yanıtlar.
OP. DR. TUNÇ TİRYAKİ: “CERRAHİ, BİR YERDEN SONRA KAÇINILMAZ“
3K MODA: Medikal estetikteki gelişmeler cerrahiyi rafa kaldırabilir mi?
TUNÇ TİRYAKİ: Günün birinde bilim kurgu filmlerindeki gibi insan DNA’sı kendini yenileyecek şekilde manipüle edilebilirse, mesela kişi sürekli 39 yaşında kalabilirse, ancak o zaman gençleşme anlamında estetik cerrahiye ihtiyaç kalmaz. Yoksa medikal estetik, cerrahiyi bitirmez. Ne yapar? Üzerine ekler, hafif geciktirir, sonuçlarını daha natürel kılar, yani estetik cerrahinin elini güçlendirir ve belki alanını daraltır. Örneğin yüzün üst kısmında botoks’la neredeyse her türlü problemi çözebiliyoruz. Doku kaybında ameliyata gerek kalmadan hazır dolgularla yüze volüm verebiliyoruz. Ancak bir yerden sonra bunlar yetersiz geliyor. Yani 50 yaşında yapınca olmuyor!
3K MODA: Bıçak altına yatmak için buradaki etken, yaş mı yani?
T.T.: Aslında problemin ne olduğu önemli. Nasıl ki bel ağrısının sebebi hafif bir fıtıksa fizik tedaviden yanıt alabiliyorsun ama fıtık dışarı çıkmışsa cerrahi müdahale gerektiriyor, tıpkı onun gibi. Doku kaybı varsa bunu minimal invaziv yöntemlerle tedavi edebilirim. Kaşlardaki düşmeyi botoks’la giderebilirim, çene kenarı gevşemişse erken dönemde dolgu uygulayarak çözebilirim ama bir yerden sonra deri sarkmaya başlayacak. O zaman bunu kulak arkasından askı yapmadan düzeltemem, çünkü deriyi yukarı almam lazım. Yani her ölümlü bir gün estetik cerrahi ameliyatını tadacaktır.
3K MODA: Peki 30-40 yaşlarında yapılan medikal estetik uygulamalar, ileriki yıllarda cerrahi gereksinimi geciktiriyor mu?
T.T.: Elbette. Eskiden hastaya 45 yaşındayken yaptığım ameliyatı 50-55 yaşına erteliyor ama sonuçta yine yapılması gerekiyor. Çünkü ben 50 yaşındaki bir kadını ancak cerrahiyle 35’inde gösterebilirim.
TUNÇ TİRYAKİ
MINI-LIFT’LE KISA SÜREDE DOĞAL SONUÇ
3K MODA: Mini-lift’in total yüz germe ameliyatından farkı nedir?
T.T.: Eskiden genel anestezi altında üç buçuk saatte yaptığım klasik bir total yüz germeyle aldığım sonucun aynısını, hatta daha doğalını mini-lift’le bir-bir buçuk saat içerisinde nar-kozsuz ve sadece kulağın içi ve arka köşesini keserek alıyorum. Yara izi küçülüyor, ameliyat süresi kısalıyor, dolayısıyla hasta çok daha hızlı iyileşiyor. Ameliyatın ardından ilk gün hastanede kalınıyor, kişi iki gün sonra saçını yıkayabiliyor, ortalama bir hafta sonra da normal hayatına dönebiliyor.
BU BÖLGEYE DİKKAT!
Yüz ilk nereden yaşlanmaya başlıyor? Hangi belirtiler kişinin artık bir estetik cerrahın kapısını çalması gerektiğinin işareti? Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Tunç Tiryaki yanıtlıyor: “Yüz yaşlanması, kemiklerdeki erime sebebiyle kemiklerin boşalması ve bunun sonucu olarak derinin sarkmasıdır. 25-50 yaşları arasında, bir kadının sadece yüzünde bir su bardağı kadar kemik ve yumuşak doku kaybı olur. Yaşlanma orta yüzden başlar, çünkü kemiğin en hızlı eridiği yer göz altı, elmacık kemiği ve üst çene kemiği bölgesidir. O yüzden erken dönemde gözlenmesi ve dolgularla ilk desteklenmesi gereken yer burasıdır. Elmacık ve çene kemikleri kuvvetli olanların daha geç yaşlanacağını öngörebiliriz.
3K MODA: Mini-lift, total yüz germe ameliyatının yerini aldı diyebilir miyiz o zaman?
T.T.: Total yüz yerme ameliyatını ben artık çok nadir yapıyorum. Bütün yüzü kaldırmanın manası yok, çünkü üst tarafı zaten botoks’la, orta tarafı da dolgularla toparlayabiliyorum, o zaman niye yukarılara kadar keseyim? Önemli olan mini-lift’i doğru zamanda yapmak.
3K MODA: Bu ameliyatlarda hedeflenen nedir?
T. T.: İnsan aynada ne görüyorsa ona inanıyor ve bunun fiziksel sonuçları var. Mi-ni-lift’le 50 yaşındaki bir kadını 12 yaş gençleştirebiliyoruz. Eğer o kadın aynaya baktığında 38 yaşındaki halini görüyorsa o zaman hormonal sistemleri, metabolizması da 38 yaşında gibi çalışmaya başlıyor, hücreleri kendisini 38 yaşındaymış gibi yeniliyor. Bunun sonucunda kas gücü düzeliyor, spor yapmaya daha meyilli oluyor, cinselliğini tekrar yaşamaya başlıyor, hayatının akışı değişiyor. Yani bunu yalnızca yüz gençleştirme olarak düşünmemek gerek. 3K MODA: Etkisi ne kadar sürüyor ve sonucun kalıcılığı nasıl artırılabiliyor?
T. T.: Kişiyi 50’den 38’e çektiğimizde, bir yıl sonra 39 yaşında görünüyor. Yaklaşık 12 yıl sonra, yani tekrar 50 gibi göründüğünde ameliyat tekrarlanabiliyor. Bu süre boyunca hormon dengelerine dikkat etmek, spor yapmak ve hayata pozitif bakmak çok önemli. Arada yüze non invaziv yöntemler uygulamak kesinlikle çok faydalı. Şöyle düşünün; deriyi yukarıya aldım, yağ veya kök hücre koydum ya da dolgu yaptım, kemikleri düzelttim ve deriyi tekrar onun üzerine oturttum. Yüzü eski oranlarına getirdim. Sonra her dakika deriyle oynamak gerekmiyor; o boşalan yerleri dolgun tuttukça deriyi de yukarıda tutuyorsun zaten. İşte bu noktada minimal invaziv süper! 3K MODA: Ameliyatsız yüz germe için kullanılan Ulthera, Thermage gibi ultrasound ve radyo frekans cihazları hakkında ne düşünüyorsunuz?
T.T.: Bunlar deriyi ısıtarak dokunun biraz toparlanmasını sağlayan ama daha çok gözenekleri sıkılaştıran, derinin kalitesini artıran uygulamalar. Hepsi güzel ama erken yaştaki problemleri çözmek için. En önemlisi, bunların uzman biri tarafından yapılması gerekiyor. Bu işin ucuzu yok. Mesela bir hasta geldi, deri altındaki bütün yağı eritmişler. Yaşlanmanın yıllar içinde yapacağı şeyi cihazla 15 dakikada yapmışlar. Bu gibi olumsuz etkilerle karşılaşmamak için bu işi bilen birine gidilmeli.
OP. DR. SEYFİ AKBAY: “CERRAHİ DIŞI YÖNTEMLER HER YAŞTA FAYDA SAĞLAR”
3K MODA: Non invaziv uygulamalara talep son yıllarda niye arttı? SEYFİ AKBAY: Başlıca sebebi botoks’un artık daha doğal görünüm sağlayacak şekilde uygulanması ve geri dönüşümü olmayan riskler taşıyan dolgu malzemeleri yerine, nadir rastlanan komplikasyonları kolayca tedavi edebilen hyalüronik asidin kullanımının yaygınlaşması. Tüm bunlara eklenen yüksek teknolojik cihazlar da elimizdeki tamamlayıcı girişimleri oluşturuyor. Önümüzdeki yıllarda çok daha etkili ve komplikasyon ihtimali azaltılmış aletlerle muhtemelen daha da iyi sonuçlar alınacak. 3K MODA: 50-60 yaşlarındaki bir kişinin yüzü cerrahiye gerek kalmadan toparlanabilir mi?
S.A.: Bu tamamen yüzün anatomisine, yani cilt altı yağ ve yumuşak dokularla mevcut kemik iskelet yapısına göre değişir.
Cerrahi dışı girişimler, her yaşta görünümü gençleştirmeye, daha sağlıklı ve dinlenmiş hale getirmeye katkıda bulunur. Ancak beklenti çok yüksekse cerrahi işlemlere yönelmek gerekir.
3K MODA: Medikal estetikte artık her bölgede olumlu sonuçlar alınabiliyor mu?
S.A.: Artık gerek kalitesi çok yüksek hya-lüronik asit içerikli dolgular ve botoks, gerekse fokus ultrasound ve radyo frekans cihazlarıyla yapılan girişimler, üst yüz bölümünde olduğu kadar orta ve alt yüz dediğimiz çene konturlarıyla ağız çevresinde de epey iyi sonuç veriyor. Ağız köşelerinin yönünün aşağı düştüğü, kişiyi yorgun gösteren çöküntülerde ve dikey çizgilerde hyalüronik asit dolgular birinci seçenek. Çene konturlarında, fokus ultrasound ve radyo frekans cihazlarıyla dolgu maddelerinin kombine tedavisi söz konusu. Çene altı gıdı bölgesinde ultra-sound ve kısa çene yapısında dolguyla çene uzatımı da, alt yüz şekillenmesinde son derece tatmin edici sonuçlar veriyor. 3K MODA: Bu yöntemlerin hiç mi yetersiz kaldıkları durum yok?
S.A.: Ağır boyun diye tanımladığımız aşırı kalın ve yağlı çene kenarı ve yaşlı boyun bölgesinde yetersiz gelebiliyorlar. 3K MODA: Cerrahi dışı girişimlerde sonuç ne kadar kalıcı?
S.A.: Aynı gün işe ve sosyal hayata dönme avantajı sağlayan bu uygulamalardan botoks’un etkisi dört-altı ay, dolgunun bir buçuk-iki yıl. Fokus ultrasound ve radyo frekans gibi teknolojik uygulamalarda sonuç iki-üç ay içinde elde edilir ve kalıcılık iki yıla kadardır.
ÖRÜMCEK AGI YÖNTEMİ İŞE YARIYOR MU?
İple askılama yöntemleri cerrahi gerektirmediği ve kısa sürede sonuç verdiği için son zamanlarda çok popüler. Bakın Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Seyfi Akbay bu uygulamalar hakkında ne düşünüyor: “İple askılama yöntemleri benim sıklıkla başvurduğum uygulamalardan değil. Kısıtlı vakalarda tabii ki işe yarayabilir ama elde edilen sonuçların tatmin edici sürelerle kalıcı olduğunu düşünmüyorum. Askıl ama dediğimiz şey, sadece deri katmanının tek ünite olarak yüzün üst kısmındaki kaslara fikse edilmesi. Kişi botoks, hyalüronik asit içerikli dolgular, fokus ultrasound/radyo frekans cihazları ve destekleyici vitamin enjeksiyonu, PRP gibi uygulamalardan beklediği sonucu alamazsa, cerrahi bir yöntem olan ancak neredeyse askılama gibi hızlı iyileşme sağlayan mini-lift’i tercih etmelidir. Böylelikle hem daha doğal hem de kalıcı sonuçlar mümkün kılınabilir.”