Şıklık ve rahatlık dendiğinde daimi kombin kahramanı siyah jean, bu sezon en iyi ve en yeni haliyle Kotonda.
Kombin genlerinin favorisi denim, bu sezon Koton ile sizin de DNA kodlarınıza yazılacak. Çünkü gündüz parıltıları ve gece şehrin spot ışıkları altında parlamak için “siyah jean”den daha iyi bir tercih olamaz! Bütün dolabların vazgeçilmez parçalarından siyah jean, anlık dokunuşlarla sizi o güne ya da geceye hemen hazır edecek. Şimdi her stilin ve günün bu yeni kahramanları, bir çok farklı form ve yıkama seçeneğiyle sizi Koton’da bekliyor.
Karşı kültürün doğduğu iki yerden birinde Londra’da, bir rock’n roll efsanesiyle buluştum. Hayranı olduğum, hayranı olduğumuzLevi’s’ın moda tarihindeki oynatılamaz yerini, markanın tarihçisi Tracey Panek’ten dinledim, sila güven
Londra’nın en cool oteli Claridges’da bir otel odasında, önümde birkaç tarihi Levi’s parçası ve Albert Einstein’ın deri ceketini satın almış olan markanın tarihçisi Tracey Panek’le birlikteyim. Anlatacaklarını bekliyorum heyecanla ama aklım bir yandan bir gece önce açılışına katıldığım, bir rock’n roll güzellemesi olan You Say You Want Revolution? Records and Rebels (Demek Devrim İstediğini Söylüyorsun? Plaklar ve Asiler) sergisinde gördüğüm Lennon’ın gözlüğünde,
Mick Jagger’ın giydiği tulumda ve Miles Davis’in orijinal konser afişinde. Ve üstelik, o efsanelerin üzerime yapışan ağır enerjisi yetmezmiş gibi, bu röportajdan sadece birkaç dakika önce, hayranı olduğum Warren Beatty ile tanışıyorum ve hayatımda ilk ve belki de son defa, 79 yaşındaki eski bir Hollywood çapkınıyla umarsızca flört ediyorum. Yani Londra, hiç olmadığı kadar cömertti bana bu defa. Ve tam beklediğim gibi; heyecan, tutku ve buram buram rock’n roll kokuyordu.
Önce Einstein’ın deri ceket hikayesinden başlayalım: Birkaç ay önce internette Levi’s’ın efsane bilim adamının ikonik deri ceketini bir açık arttırmada satın aldığını duymuştum.
Bu cidden inanılmaz bir haberdi çünkü iki cool’un buluşmasıydı, milyonda bir olabilecek bir şeydi. Ve şimdi o ceketi bizzat satın alan
Efsane 505’in yenileri, eski günler unutulmadan, revizyonda aşırıya kaçılmadan yaratılmış.
Seninle karşılıklı oturuyoruz. Ve o ceket hala San Francisco’daki ofisimize ulaşmadı, inanabiliyor musun! (gülüyor) Yeni öğrendiğim kadarıyla, baya uzun süren bir takım prosedürler var. Bu kadar ünlü bir parçaya sahip olmak çok zor bir şeymiş! Ofiste onu büyük bir heyecanla bekliyoruz. Ama şunu söylemeliyim ki bu açık arttırma bu zamana kadara katıldığım en heyecan verici etkinlikti. Ceket 1930’lardan kalma. Ve en önemlisi de meşhur Times kapağında Einstein’ın üzerindeki ceket bu. Ceketi gördüğümde hala ondan kalan şeyleri görebiliyordum: kokusunu alabiliyorsun, cidden! Ve onun çılgın saçlarının döküldüğü omuz hizasındaki yağ izlerini fark edebiliyorsun. Levi’s’ın arşiv koleksiyonunda çok heyecan verici tarihi parçalar var ama hiçbiri bunun kadar özel değil sanırım. Levi’s kovboylar, rock’n roll ve rodeo ile bilinen bir marka, bilimle değil! (gülüyor) Ama bu cidden çok hem de çok heyecan verici!
İşte bu bağlantı, şimdi bunları anlatırken bile insanın gözlerinin dolmasına sebep oluyor.
Bu parçanın Levi’s için neden bu kadar önemli olduğunu biraz daha açar mısın? Ortada ilginç bir bağlantı var çünkü, değil mi?
Time’ın 20’inci yüzyılla ilgili hazırladığı bir sayı var ve bu sayıda jean’i “yaratan” Levi Strauss üzerine de bir makale var. Çünkü jean de 20’inci yüzyılın en büyük buluşlarından biri. Ve bu derginin kapağında Albert Einstein, üzerinde bahsettiğimiz bu deri ceketle!