Cildi kavuşturduğu pürüzsüzlükle onu deneyenlerin vazgeçilmezi kült krem Creme de la Mer’in ve yaratıcısı Max Huber’in ilham veren hikayesinin kapılarını aralıyoruz.
RÜYA KREMİN HİKAYESİ
Eğer tam anlamıyla “efsanevi” diye nitelendirilebilecek bir güzellik ürünü varsa, bu Creme de la Mer’dir. La Mer’in cilde temas ettiği andan itibaren etkisini gösteren bu kremini kullananlar bilir; konforlu, pürüzsüz his ve derinlemesine nem sağlar. Sadece birkaç dakika içerisinde cildiniz gözle görünür şekilde aydınlanmış ve duru görünüm kazanır. Birkaç hafta içerisinde cilt daha sıkı, dolgun, dokusu ve rengi mükemmelleşmiş hale gelir. Çizgilerin ve kırışıklıkların görünümü azalır. Dünyanın en pahalı, en aranan nemlendiricilerinden kült bir ürün olmasının yanı sıra, bu krem orijinal hikayesiyle de öne çıkıyor.
GÜCÜNÜ YOSUNDAN ALIYOR
Almanya doğumlu uzay fizikçisi Max Huber’in 1950’lerde roket stabilizeri üzerine çalışırken laboratuvarda yaşadığı patlama sonucunda vücudunda ciddi yanıklar oluşuyor. Sonraki 12 yılını makrokistik alan üzerinde çalışmaya adayan Huber, günün birinde Kaliforniya’daki evinin yakınlarında okyanusta bir tür yosunla karşılaşıyor ve nihayet yaralarını iyileştirebilecek formülü ortaya koyuyor. Cildi capcanlı günlerine öyle hızla kavuşuyor ki kazanın bütün izleri siliniyor. Huber ortaya koyduğu bu çalışmasını 1965’te Creme de la Mer (Denizlerin Kremi) ismiyle lanse ediyor. 1991’de hayata gözlerini yummasıyla birlikte Estee Lauder markayı Huber’in kızından satın alarak bugün bizim de bildiğimiz, büyük başarı yakalayan lüks cilt bakımı şirketi haline dönüştürüyor.
Ancak bu adamın gerçekte hiç var olmadığına dair spekülasyonlar da var! Huber’i Goog-le’da arattığınızda bir biyografisinin dahi çıkmaması bu kuşkunun yayılmasındaki başlıca neden. Neyse ki Kaliforniya’daki ölüm kayıtlarına bakıldığında onu bulmak mümkün: Maximillian Albert Huber, 13 Ocak 1925’te dünyaya geldi, 5 Kasım 1991’de Los Angeles’ta vefat etti. Amerikan 3K’in kıdemli Güzellik Editörü April Long, gizemli hikayenin izini sürmek için ziyaret ettiği Central Park West’teki oldukça lüks apartman katında, tamamı bej renkle döşeli gösterişli odasındaki 14. Louis tarzındaki koltuğunda oturan 77 yaşındaki Kontes Lucienne von Doz’a “Max Huber gerçek değil mi?” sorusunu yönelttiğinde, filmlere konu olabilecek biyografisiyle yaşayan bir efsane olan kadın, başını arkaya atarken gülüyor: “Affedersiniz ama bu tam bir saçmalık!”
“HUBER, 12 YAŞINDAKİ BİR ÇOCUĞUN CİLDİNE SAHİPTİ”
Von Doz, 20 yaşındayken AvusturyalI bir kontla evlenmiş, birkaç yıl sonra Chanel kıyafetler giymekten ve yakın korumalarla gezmekten yorulduğunda boşanmış. Pavarotti’yle samimiyeti herkesin dilindeymiş, Martha Graham’dan dans dersleri almış ve hayatının bir noktasında Dean Martin’e benzeyen İtalyan bir avukat ve Frank Sinatra arasında seçim yapmak zorunda kalmış… Tabii her ikisini de bırakana kadar! Henri Bendel’den Creme de la Mer’in bir numunesini aldıktan sonra 1980’lerde Huber’i aramaya koyulmuş. “O adamı aradığımda şöyle söyledim, ‘Bu inanılmaz! Cildimin yapısını değiştirdi” diye anlatıyor: “New York’ta öğle yemeği için buluştuk. Uzun boyluydu ve 12 yaşındaki bir çocuğun cildine sahipti. Bana aşık olmuştu.” O günden sonra Huber, von Doz’a her ay mucizevi Creme de la Mer kremden 200 kutu göndermeye başlıyor. “Ona, ‘Bu kadar kremi ne yapacağım?’ diye sordum. Max da şöyle söyledi: ‘Vücudunun her yerine sür!” Von Doz, boyun ve gerdanını göstermek için beyaz bluzunun yakasını biraz açıyor. Son derece genç ve pürüzsüz görünüme sahip. “İçinde ne var bilmiyorum ama bu şahane bir krem. Göğüsleri bile sıkılaştırıyor!” diyor: “İnsanlar beni sürekli sokakta durduruyorlar, tek öğrenmek istedikleri plastik cerrahımın kim olduğu. Onları La Mer ürün tezgahına yönlendiriyorum.”
KREMİN DOĞDUĞU YERE GEZİ
66 yaşındaki ani ölümüne kadar von Doz bunun nedeninin bir diş tedavisi sonrasında yaşanan kalp enfeksiyonu olduğuna inanıyor- Huber, Creme de la Mer’i fısıltı gazetesiyle üne kavuşturmuş, artık var olmayan büyük mağazalarda satışa sunmuş. “Çok popüler bir kremdi” diyor 1986’da Estee Lauder’le çalışmaya başlayan ve Max Huber Research Labs’te araştırma ve geliştirme bölümü kıdemli başkan yardımcısı olan Andrew Be-vacqua. “Lauder onu her zaman satın almak istiyordu ama Max buna hiç yanaşmazdı.” Huber’in babasının reçetesini aşkla koruyan kızı Marley, 1995’te markanın satışını gerçekleştirdiğinde Bevacqua, kremin doğum yeri Kaliforniya, Canoga Park’a bir seyahat düzenledi. Huber’in laboratuvarına giren Bevacqua şöyle söylüyor: “İçlerinde bakır plakalar bulunan, telleri bir amplifikatöre bağlı bütün o küçük çanakları gördüm. Tuhaf bir yankı hali vardı ve etraf flaşör lambalarla aydınlatılmıştı. Tam Alacakaranlık Kuşağı gibiydi.” Huber, Creme de la Mer’in kalbinde “mucizevi sıvı” olarak nitelendirdiği karışımı yaratırken su yosununu üç ay süreyle akvaryumda fermantasyona bırakmıştı.
“FORMÜLÜN ARKASINDA MUCİZELERE İNANAN BİR RUH VAR”
Bevacqua, Estee Lauder laboratuvarlarına geri döndüğünde, mucizevi sıvıyı öğretildiği gibi yeniden yarattı. Huber’in en yakın arkadaşları ve VIP müşterileri -von Doz da dahil- her parçayı değerlendirmek üzere çağırıldılar; deney üstüne deney yapıldı. Bütün bu çabalar sonuç verdi ve Estee Lauder’in hazırladığı mucizevi sıvı, klinik değerlendirmelerde Huber’in orijinal çalışmasını yakaladı. Bevacqua’nın büyük buluşundan sonra, La Mer’deki bilim insanları da Huber’in sürecini izledi. Annesi 50
(Üstte soldan saat yönünde) Huber’in yosunları fermente ettiği akvaryumu, roketatar konseptini 1961’de haber yapan dergi, çeşitli yosun fermantasyonları ve son dönemde yenilenen New Jersey’deki Max Huber Research Labs.
Bu yıl önce Creme de la Mer kremi Huber’in kendisinden almak için sokaktaki uzun kuyruklara giren Washington DC’li dermatolog Dr. Noelle Sherber, La Mer ürünlerinin temel faydasının ciltteki bariyeri canlı tutma becerisi olduğunu söylüyor. “Bariyer işlevini doğru şekilde yerine getirirken ten daha az reaktif davranıyor ve daha az su kaybediyor” diye anlatıyor. “Cilt daha pürüzsüz, dolgun ve daha lekesiz hal alıyor.”
Huber kendi iksirini ortaya koyarken muhtemelen onun bu kadar ileri gidip de pek çok kez tekrarlanabileceğim aklından dahi geçirmemişti. La Mer elçisi olarak 90’ların sonunda bir dönem dünyayı gezen von Doz pürüzsüz cildini bize gösterirken, “İnsanlar Max’ı unuttu” diyor. “Evet bu ürün laboratuvarda üretiliyor ama formülünün arkasında bir adam ve bir ruh var. Onun parayla işi olmazdı. Sadece mucizelere inanırdı ve bu da ona yeterdi.”
YUMUŞAK DOKUNUŞ
La Mer serisine yeni eklenen The Moisturizing Soft Lotion nemlendirici losyon, ikonik Creme de la Mer’in tüm dönüşümsel faydalarını çok hafif dokuda ve saten yumuşaklığında sunuyor. Bu süper hafif, ipeksi losyon ince jel kapsüllü nem küreleri içeriyor; uygulama esnasında jel çözülüyor ve yaşamsal bileşenlerini cildin derinlerine kadar ulaştırıyor. Tene dolgunluk, pürüzsüzlük ve nem kazandırıyor. Cildi yatıştırıyor, kızarıklıkları ve tahrişi azalıyor.
Creme de la Mer nemlendirici, LA MER, 60 ml. 950.