TEMEL PARÇACIKLAR
RESSENCE İSİMLİ SAATİYLE BUNDAN ALTI YIL ÖNCE DEVRİM YARATAN BELÇİKALI TASARIMCI BENOÎT MINTIENS, TYPE 1 VE TYPE 3 MODELLERİNDEN SONRA ŞİMDİ DETYPE 5 İLE GELENEKSEL DALIŞ SAATLERİNİN DNA’SIYLA OYNAYIP ONLARI ORGANİK BİR CANLIYA DÖNÜŞTÜRMÜŞ.
1 CAM
Geleneksel dalış saatlerinde kadran su yüzünden ayna etkisi yapar ve okuyabilmek için belli bir açıdan bakmanız gerekir. Type
5. bombeli safir camının altında bulunan yağ dolu bölüm sayesinde suyun altında her açıdan bakıldığında maksimum görünürlük sağlıyor.
2 KADRAN
’Orbital Convex System’ ismindeki patentli sistemde saat, saniye ve yağ ölçümünü gösteren diskler, onlardan daha büyük olan ve dakikaları gösteren disk içinde hareket ediyor. Bu sistemde diskler, dakika diskini esas alarak hareket ediyor ve üzerindeki gri spiral sayesinde kontrol ediliyor.
3 MIKNATISLAR
Zaman ölçümü saatin tabanındaki kuru bölümde gerçekleşiyor ve ‘yağ içinde yüzen’ saatin üçte ikisini oluşturan üst bölüme manyetizma ile iletiliyor. Titanyum bir tabaka üzerindeki mikro mıknatıslar, mekanizmayı saatin yağ içindeki çarklarına ve göstergelerine bağlıyor.
Eğer günümüzde İsviçre saat endüstrisine yöneltilebilecek tek bir eleştiri varsa o da mekanik ya da estetik üzerine yeni, radikal fikirleri kucaklamaktaki çekingenlikleri olabilir. Bazen sektöre hareket getirmek için Benoît Mintiens’in kurduğu Belçika merkezli Ressence gibi sıra dışı şirketler gerekir. Mintiens bir saat üreticisi değil; LG için elektrikli süpürgeler, MaxiCosi için bebek arabaları, Air France için iç mekanlar, yeni nesil TGV için detaylar tasarlayan başarılı bir endüstriyel tasarımcı.
Kendisi için saat; fonksiyonellik, rahat okunabilirlik ve zamanın pratik bir şekilde gösterilmesi demek. Ve bunun illa ki bir merkez etrafında dönen üç kolla olması gerekmediğini düşünüyor. Hatta bir tasarımcı gözüyle baktığınızda zamanı dönüp duran kollarla göstermek ideal yöntem değil. Evet bu hareketli tasarım dijitalden daha iyi, çünkü kadran çok daha hızlı okunabiliyor. Ama kullanıcının önce kadranı okumayı öğrenmesi gerekiyor, ancak bu şekilde klasik bir kadran ideal hale geliyor” diyor. Yine de bu kadranı kullanıyoruz çünkü saatçiler zamanında zamanı hesaplamak için bir yöntem bulmuş ve tam bir mühendis kafasıyla, kadran üzerine kollar eklemişler. Endüstriyel tasarımcılarsa bunun tersine, bir mekanizmayı dıştan içe doğru tasarlamayı tercih ederler.” Bu fikirden yola çıkan Type 5, Ressence’ın radikal tasarım anlayışının şimdiye dek en net görüldüğü ürün. ressencewatches.com
4 KÖRÜKLER
Nikel ve altından yapılmış yedi körük, sıcaklığa göre değişen yağın hacmini kontrol altında tutuyor. Yağ ısındığında sıkışıp hacmi genişleyen yağı kontrol altında tutuyor ve tam tersi durumda genişliyorlar. Bu işlem bimetal bir termometre (mıknatısların üzerindeki gri spiral) sayesinde kontrol ediliyor.
5 KASA
Bir dalış saatinin deniz kaplumbağası gibi yüzergezer bir canlıdan esinlenmesinden daha doğal bir şey olamazdı. Type 5’ın titanyum kasası 87 gram ağırlığında ve kaplumbağa kabuğu misali altı düz. üstü ise kubbe şeklinde. Böylece bileğe de daha rahat oturuyor.
KURMA KOLU YOK!
Diğer Ressence saatlerde olduğu üzere bu modelde de kurma kolu bulunmuyor. Onun yerine saatin arkasındaki döner bezel ile ayar yapılıyor.