PARAMPARÇA DİZİSİNİN OZAN’I OLARAK HAYATIMIZA GİREN GENÇ VE YETENEKLİ OYUNCU, MÜTHİŞ İŞLER YAPACAĞINI HERKESE GÖSTERİRKEN, MÜTEVAZİ KİŞİLİĞİ VE YAKIŞIKLILIĞI İLE DE RÖVAŞTA
Oyunculuk serüveninin başlangıç sürecine ve bugüne dair neler söylemek istersin?
3 yıl önce oyunculuğa başladım. Sinema-Televizyon okuyordum, hocalarımın yönlendirmesiyle bir ajansa kayıt oldum. Birkaç tane reklam filminde oynadım. Sonrasında Endemol Yapım tarafından gerçekleştirilen Paramparça dizisi geldi. 20 yaşında başladığım oyunculuk hayatım 3 sezondur devam ediyor. Oyunculukla ilgili geleceğe dair hayallerin neler?
İyi bir başlangıç yaptım, şanslıyım. Benim gibi genç yeni oyuncular elinden gelenin en iyisini yapmak için uğraşıyor, bende buna dahilim. Bundan sonra da güzel projelerde oynamak, zamanı geldiğinde de başrol olmak istiyorum. Dizi sektörü 160 dakika süren zorlu bir süreç, sinemadan çok daha zor bir serüven. Set dönüşü eve geldiğimde, uykudan uyandığımız anlar gibi sersem bir halde buluyorum kendimi, çok yorucu ama bir o kadar da heyecan verici olduğunu söyleyebilirim.
Kendi karakter özelliklerinde sevdiklerin ve sevmediklerin neler?
Hayallerime ulaşmak için sevdiğim ve kafama koyduğum her şeyi yaparım. Önüme bir zaman birimi koyarım ve gerçekleşmesi için elimden gelen tüm gücü gösteririm. 17 yaşımda müzikle tanıştım: Rock müzik yapıyorum, davul çalışıyorum. Müziği çok seviyorum, oyunculuk ise apayrı bir heyecan. Müzik ve oyunculukta kendime 2 yıl vermiştim ama hepsini 1.5 yıl içerisinde başardım. Bu yanımı gerçekten seviyorum.
Sevmediğim huylarımda var: İnsanlara hemen güvenirim, çabuk kaynaşırım ve biraz fazla konuşuyorum galiba. Zaman içinde fazla konuşmamam gerektiğini öğrendim ama (Gülüyor). Çok içli dışlı olmak sanıldığı kadar da güzel değil, zararları olabiliyor.
Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Harika bir çocukluk geçirdim: Annem, babam ve ağabeyimden oluşan çok mutlu bir aileyiz biz. Aile apartmanında büyüdüm, üst katımda babaannem, karşısında halam, alt katta amcam, diğer halam.. biz kocaman, harika bir aileyiz. Rize’liyiz, bağlarımız çok güçlüdür. Akşam yemeklerimizde, 25 kişinin bir arada yemek yediği bir masanın etrafında büyüdüm. Aile bağları güçlü her insan, kesinlikle hayatta da çok güçlü ve mutlu oluyor.
Şu anda çocukluk hayallerine ne kadar yakınsın?
Çocukken oyuncu olmak gibi bir hayalim hiç yoktu, aslında ne yapacağım konusunda da hiçbir fikrim yoktu. 17 yaşımda müzikle tanıştım tek istediğim müzikti. Oyunculuk bir şansla başladı, ama bana maddi manevi çok güzel fırsatlar sundu, birçok kapıyı açtı ve şu an çok mutluyum. Sanat yapıyorum: sonuçta müzik gibi, resim gibi, oyunculukta bir sanat.
Dinlenmek senin için ne yapmaktır?
Kesinlikle müzik beni dinlendirir.
Çılgınlık limitin nedir?
Hep ayakları yere basan biri oldum: çok gencim ama her zaman ölçülü biriydim. Çevrem aynı, yakın arkadaşlarım aynı. Kendi aramızda çok büyük çılgınlıklarımız var ama kimseyi rahatsız etmeyiz aramızda eğleniriz. Bangır bangır müzik yapmak sanırım en büyük çılgınlığım.
Modayı takip eder misin?
Çok büyük bir moda takıntım yok, kendime yakışanı giymeye çalışıyorum. Sıkı spor yapıyorum, yaşım gereği kıyafetlerimde spor oluyor haliyle. Düz renkleri severim, beyaz, siyah, yeşil gibi. Ne hoşuma giderse onu alır, kendi kendime kombin yaparım.
Türkiye’den ve dünyadan takip ettiğin modacı ve tasarımcılar kimler?
Hakan Öztürk inanılmaz bir adam: hem işinde en iyi, hem de çok hızlı. Ben de hızlıyımdır. BeStyle için Kilyos’ta yaptığımız çekim, sabah 06:30 da başladı ve 07:25 de bitmişti. Ayrıca bana çok yakışan kıyafetler giydirdi. Modacıları çok tanımam, ama Hakan’ı örnek olarak gösterebilirim.
Giyim tarzın hakkında tek cümle kuracak olsan bu ne olurdu?
Siyah-beyaz derim… Rock’n Roll derim… Motor kullandığım için deri ceketler de favorimdir.
Vazgeçemediğin takıntılı olduğun bir aksesuarın var mı?
Bilekliğim var sadece: Annem yaptı, 6 yıldır kolumdan hiç çıkarmıyorum. Kopunca aynısını tekrar yapıyor annem, manevi değeri çok yüksek benim için.
Nasıl alışveriş yaparsın, ikinci fikre ihtiyaç duyar mısın?
Alışverişe pek zaman ayırmam. Dizi sırasında pek çok tasarım ve alternatifli kostümler giyiyorum, bu esnada beğendiklerimi bizimkilere söylüyorum, onlarda benim adıma satın alıyorlar.
Hayatta giymem dediğin bir şey var mı?
Çok renkli, allı pullu, cafcaflı şeyleri hayatta giymem. Kendi mottomun dışında, rahat etmediğim hiçbir şeyi kimse bana yaptıramaz.
Güzelliği nasıl tanımlarsın?
İlk izlenim çok önemli: Duruşu, tarzı ve gözleri farklı bakabilen her kadın güzeldir. İç güzellik tabii ki önemli ama ilk karşılaşma her zaman daha mühimdir.
Kadınlarda giyimde çekici ve itici bulduğun detaylar neler?
Siyah veya beyaz basic bir tişört, jean ve bir de deri ceketi varsa o kadın benim gözümde şıktır.
Aşık olduğunu nasıl anlarsın?
Bilmiyorum, hiç aşık olmadım. Herhalde, aşık olmak: iyi vakit geçirip, aynı şeylerden keyif almak, birlikte hareket edebilmek yani bir olmak demek. Ben böyle birşeyi henüz deneyimlemedim ama yaşasam herhalde çok mutlu olurdum. Mesela arabada gidiyoruz, sevgilim Red Hot Chili Peppers’in bir parçasını açıyor ve benimle birlikte söylüyorsa, dünyanın en aşık adamı olabilirim.
İlişkilerini nasıl yaşarsın?
Her şeyin ortası daha iyi galiba. Çok göze batırmadan, tamamen de çekilmeden, olduğu gibi, doğal yaşamaktan yanayım. Yani özetle: hayatımızda yapmamız gerektiği gibi dengeli olmak sanırım.
Şu sıralar gündeminin birinci sırasında ne var?
Oyunculuk kariyerim… Paramparça, bu sezon 3. yılında, yeni sezona da çok güzel bir giriş yaptık. Kadromuz yenilendi, senaryomuz değişti, gelişti, yeni oyuncular aramıza katıldı. Hikayemiz çok farklılaşmaya başladı, bizler büyüdük, sorumluluklar almaya başladık. Oynadığım Ozan karakteri her geçen gün daha da gelişiyor ve oyunculuk adına yeni şeyler yapmamı sağlıyor. Kendimi geliştirirken, kendim büyürken diğer yandan dizide de büyüyorum: Burak’la Ozan birlikte büyüyorlar. Dizi başladığında 20 yaşındaydım, oynadığım karakter asiydi, sertti, çılgındı ama şimdi o da benim gibi 23 yaşında, biraz büyüdü, işlerin başına geçti. Babasının bıraktığı yerden devam eden genç bir adam oldu. Daha ağır, kendinden emin biri oldu, tıpkı benim hayatım gibi.
Müzikle uğraşan biri olarak, oyunculukla müziği birleştireceğin bir proje yapmak ister misin?
Dizilerde şarkı söyleyen oyuncu arkadaşlarım var. Seslerini beğendikleri için yapıyorlardır mutlaka ama ben şarkı söylemem. Her zaman en iyi yaptığım işi yapmak isterim çok güzel davul çalıyorum, gitar çalıyorum. Arkadaşlarımla müzik adına düşündüğümüz bir projemiz var. Evimin salonunun bir kısmı televizyon alanı, bir kısmı da müzik stüdyosu şeklinde. Müzik mi? Oyunculuk mu? diye sorarsanız, Türkiye’de oyunculuk derim.
Sevdiğin örnek aldığın bir aktör var mı?
Örnek aldığım biri var diyemem çünkü herkesin parmağının izi başka bu hayatta. Her insan kendi hikayesiyle doğuyor, ona yön vermek de yine kendi elinde diye düşünüyorum. Ama bu işe başlamama sebep olan, benim için özel olan kişi Kıvanç Tatlıtuğ’dur. İlk iş görüşmem, reklam filmi için Kıvanç Tatlıtuğ’un gençliği rolüydü ve seçildim, böylece oyunculuk yolumda açılmış oldu.
Sanat adına ülkemizde güzel şeyler oluyor mu sence?
Oluyor, asla karamsar değilim. Tabii ki ülkemiz zor günler yaşadı, yaşıyor, gergin bir yaz geçirdik ve bu durum hepimizi
etkiledi ama ben sanat’ın hiç durmayacağına inanıyorum. Paramparça dizisinden örnek vereyim: bu dizi tam 80 ülkeye satıldı. Geçen ay Endonezya’daydım bizi konuk ettiler, programlara çağırdılar. Epey güzel bir şekilde karşılandık, 10.000 kişi geldi, televizyon programına çıktım… Bence, bunlar yaptığımız iş adına güzel gelişmeler.
Çok sık seyahat eder misin?
Yurt dışına çok gidiyorum, her fırsatta başka bir kültürü görmek, yeni şeylerle tanışmak bana haz veriyor. Bu arada ülkemde birçok yeri de gezdim, tarihimizle, kültürümüzle ilgili görmem gereken her noktayı elimden geldiğince gördüm. Kendi ülkemdeki Topkapı’yı görmeden, Roma’ da çeşme görmek bana saçma geliyor açıkçası.
Son olarak yakın bir zamanda kaybettiğimiz Tarık Akan desem?
Benim için Türk sinema tarihinin gelmiş geçmiş en yakışıklı adamı. Oyunculuğun o’sundan bile haberim yokken, ne kadar yakışıklı ve düzgün bir adam derdim. Babam da çok sıkı bir Tarık Akan hayranıydı. Naif, zeki, entellektüel, çok güzel bir adamdı. Yıllar önce bir dizi yapmıştı Koçum Benim diye, her fırsatta yeniden yeniden izlerim o diziyi. Huzur içinde uyusun…