Christian Dior Koleksiyonu

CHRISTIAN DIOR’DAN RAF SIMONS’A

Çocukluğunu Güney Fransa’daki evlerinin bahçesinde geçiren Christian Dior için doğa her zaman özel anlam taşıdı. 1940’ların sonunda bir çiçekten esinlenerek yarattığı t New Look, modern kadınların giyim şeklini değiştiren görünümlerden biri oldu. Ve Dior’un DNA’sına işleyen bu tutku bugün markanın Kreatif Direktörü Raf Simons’ın da en güçlü silahlarından.

Defileyi izleyen Jessica Alba’nın, şovdan sonra “Galliano’nun çiçeklerinden bir olmak isterdim” dediğini hatırlar mısınız? Bugün Dior’un kreatif direktörlüğünü üstlenen Raf Simons da sadece markanın DNA’sında yer aldığı için değil, kişisel olarak bağlantı kurabildiği için çiçekleri podyuma taşıyor.yılında markanın başına geçerek görücüye sunduğu ilk defilede moda eleştirmenlerini, satın alma-cıları, editörleri ve o gün orada olan herkesi devasa bir bahçeden içeri davet etti. Diorcouture defilesinde 1 milyon çiçekten duvarlar yaratıldı. Bu büyük hayalin gerçekleşmesini sağlayansa Simons’ın yakın arkadaşı çiçek tasarımcısı Mark Coll oldu.

“Tohumlar büyüyor, çiçek açıyor ve solup ölüyorlar. Onları sonsuza kadar yaşatamazsı-nız. Bana kalırsa moda da bir şekilde çiçeklerle aynı kaderi paylaşıyor. Geliyor ve geçiyor.

Çiçekler zarafetin ve romantizmin simgesi. Görüntüleriyle etkiliyorlar, insanlarda farklı duyguların oluşmasına neden oluyorlar. Tıpkı modanın kendisi gibi” demişti Dazed&Confu-sed’a verdiği bir röportajda. Doğanın en faz- la ilham verdiği isimlerden biri de hiç kuşkusuz efsanevi Alexander McQueen oldu. Ingiliz bahçelerinden ilham alarak yarattığı ilkbahar-yaz koleksiyonunun en vurucu parçası, gerçek ve taze çiçeklerle bezenmiş elbiseydi. Sarah Burton yıllar sonra verdiği bir röportajda model podyuma çıkmadan hemen önce çiçekleri üstüne yerleştirdiklerini anlattı. İşin en komik yanıysa model yürüdükçe düşen çiçekleri şovun bir parçası sanan editörler oldu.
Bahar Couture: Christian Dior 3KModa