“DİRİLİŞ ERTUĞRUL” TUĞTEKİN’i UĞUR GÜNEŞ
“DİRİLİŞ ERTUĞRUL” DİZİSİNDE TUĞTEKİN KARAKTERİNE HAYAT VEREN GENÇ OYUNCU UĞUR GÜNEŞ, HAYATINA VE GÜNDEMİNE DAİR SAMİMİ CÜMLELER KURANLARDAN…
İSTANBUL’A GELİŞ HİKAYESİ
“Oyunculuk liseden mezun olduktan bir süre sonra acaba yapabilir miyim diyerek başladığım daha sonrasında da tutkuya dönüşen bir serüven benim için. İlk olarak tesadüf eseri karşılaştığım bir amatör çocuk tiyatrosunda oynayarak başladım. Sonrasında Ankara Sanat Tiyatrosu bünyesinde bir yıl kadar eğitim aldım. Oyuncuk, ileride yapacağım meslek olarak şekillenmeye başlamıştı. Tiyatro sınavlarına hazırlanmaya başladım ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi. Tiyatro Oyunculuk bölümünü kazandım. Dört yıl benim için hayatımın en önemli evrelerinden biri oldu. Başarılarla, hatalarla, yorgunluklarla dolu o dört yılın ardından İstanbul’a geldim.’
Diriliş Ertuğrul Tuğtekin (Uğur Güneş) Kimdir? Resimleri
OYUNCULUK ONUN İÇİN BİR TUTKU
Oyunculuk, benim için vazgeçilmez bir tutku. Kendimi başka bir iş yaparken düşünemiyorum mesela. Çünkü hayatı rutine bağlayarak yaşayamam; keşfetmek, öğrenmek, denemek benim olmazsa olmazlarımdır. Bu yüzden oyunculuk beni her defasında tetikleyen bir dinamo olmuştur. Sürekli farklı karakterler, farklı yaşanmışlıklar, farklı serüvenlerle tanışmak ve bunları içselleştirmek; her ne kadar duygusal olarak yıpratıcı da olsa bir oyuncu olarak benim için yeni bir başlangıç yeni bir hikaye demektir. Umarım daha nice nice hikayelerle tanışırım, KARAKTER ÖZELLİKLERİNE DAİR Vicdanlı ve hayatı seven bir insanım; insanları dinlemeyi, onları anlamaya çalışmayı seviyorum. Sürekli empati kurarım, bu da beni fazlasıyla olgunlaştırıyor. Esprili bir yapım var ve bunu çok seviyorum; her şeye rağmen tebessümden hiç vazgeçmem. Eğlenmeyi gülmeyi seven hayatı dolu dolu yaşayan bir insanım. Hırslı bir yapım, mücadeleci bir ruhum var. ilişkilerimde galiba aşırı kıskancım, bir de sabırsızım ve öfkelendiğimde yanlış kararlar verebiliyorum.
Çocuk yaşlarda pilot olma sevdam vardı ama kısa sürdü. Aslında çocukken birçok şey planlamıştım ama tabii bunlar zaman aşımına uğradı. Şu an 19 yaşında kurduğum bir hayalin başındayım. Her şey istediğim ve hissettiğim gibi gidiyor.
STİL TERCİHLERİ OLDUKÇA NET
Modayı özellikle takip etmem ama tabii ki her sezon nasıl hırkalar, nasıl montlar var ya da gömlek- tişört modelleri nasıl diye şöyle bir bakarım. Sürekli aynı markalardan, tasarımcılardan alışveriş yapmak gibi bir alışkanlığım yok ama birçok insan gibi Zara ya da Stefanel markasının basic parçalarını ve trikolarını rahat ve kendi tarzıma yakın buluyorum. Diğer taraftan takım elbise konusunda Hugo Boss ve Ermenegildo Zegna’nın çizgisini beğeniyorum.
STİLİNDE DAR PAÇALARA YER YOK
Doğrusunu söylemek gerekirse, alışverişlerim çok kısa sürede biter. Gördüğüm, o an hoşuma giden veya bana yakışacağını tahmin ettiğim şeyleri üzerine çok düşünmeden alır, çıkarım. Güvendiğim insanlara tabiki de sorarım ama gene de kendi bildiğimi okurum, sanırım biraz aceleciyim bu konuda. Tarzıma yakışmayan bir şeyi giymem mesela dar paça pantalon herhalde asla giymeyeceğim parçalar arasında.
GÜZELLİK, ONUN İÇİN SAKLI OLANI BULMAK
Dış görünüşün güzelliğin bir parçası olduğu doğrudur ama bana göre güzellik karşıdaki kişinin yaşanmışlığıdır. Bazen bir insanı tanıdıkça, ona alıştıkça onun güzelliği daha da büyülü bir hal alabiliyor. Güzellik çok göreceli ve değişken bir kavram, insanların birçoğu, onlara dayatılanı güzel bulur ama bence güzellik farklılıktır, bir bakıma saklı olanı bulmaktır.’ ZEKA ONU BAŞTAN ÇIKARIYOR “Bir kadının zekası beni baştan çıkarabilir. Kendine güvenen, kendi ayakları üstünde duran kadınlar ilgimi çeker, bunun dışında gözler çok önemli. Zaten her şeyi ifşa eden gözlerdir benim için. Daha çok klasik giyinen kadınları çekici buluyorum; sade ve doğallıktan yanayım. Şatafatı sevmiyorum, bir de bu arada lütfen kadınlar babet giymesinler, topuklu ayakkabı gayet hoş duruyor, onu tercih edebilirler.
İLİŞKİLERİ HARARETLİ GEÇİYOR
Zamanın nasıl geçtiğini unutmuşsam, aşık olmaya başlamışımdır. Fakat zor aşık oian bir insanım, gereğinden fazla tartarım karşımdakini. Mesela ilk görüşte aşka inanmam, aşk karşındakini tanıdıkça, paylaştıkça açığa çıkan bir hissiyattır benim için. Galiba bu konuda biraz fazla katıyım. Aşkı dibine kadar yaşadığımı düşünüyorum, aşırı bağlanan bir insanım. Sadece ona odaklanırım, abartılı bir şekilde korumacı olurum. Bu yüzden ilişkilerim biraz hararetli olur.
DİRİLİŞ ERTUGRUL’DA TUGTEKİN İ CANLANDIRIYOR
Şu an Diriliş Ertuğrul’da Tuğtekin karakterini oynuyorum. Oldukça hırslı ve sert bir kişiyi canlandırıyorum fakat aynı zamanda da aşırı duygusal. Bazen zaaflarına yenik düşen, fakat her zaman doğru yolu bulan bir karakter. Gökçe hatunu ölesiye seven ve onun için ölüme bile gidebilen bir karakter kendisi. Ekipçe güzel bir iş çıkardığımızı düşünüyorum, oldukça keyifliyiz. Zaten bu durum reytinglere de yansıyor.