3K Yaşam Koçu
Üzgünüz Pharrell ama tüm mesele mutlu olmak değil: Karamsarlığımız da bazen işimizde, ilişkimizde ve hayallerimizi gerçekleştirmede en büyük yardımcımız olabilir. Evet, bazen biraz huysuzluk iyidir!
“Canını sıkma, keyfine bak. Olumlu açıdan düşün…” Tamam, artık yeter, iyimser olmak güzel ama bazı durumlarda dünyanın en zor şeyi olabiliyor. Neyse ki yeni çıkan bazı kitaplar olumsuz duygularımızdan bile faydalanabileceğimizi söylüyor. The Upsideof Your Dark Side kitabının yazarlarından Doktor Todd Kashdan, kötü hissetmekten sürekli kaçınmanın zehirli bir düşünce yapısı olduğunu söylüyor. Peki neden? Kashdan, “Geleneksel açıdan bakıldığında ‘olumsuz’ olarak nitelendirilen duygular en sonunda seni başarılı ve daha da ironikbir şekilde mutlu olmaya götürür” diyor. Bu tabii ki sürekli asık suratla dolaşacağın anlamına gelmiyor ancak olumsuz duygularını daha sağlıklı biri olma, iyi ilişkiler kurma ve işinde başarılı olma konularında kullanabilirsin. İşte kucak açmayı denemen gereken beş kötümser davranış:
EN KÖTÜ SENARYOYU DÜŞÜN
Herkesin önünde kuyruğa gireceği, eşi görülmemiş bir pastane açmayı hayal ediyorsun. Burası öyle bir yer olacak ki, insanlara “İhtiyacımız olan tam da buydu” dedirtecek. Böyle düşünmek seni motive ediyor olabilir ancak bu noktaya ulaşabilmek için yapman gereken bir sürü işi de göz ardı etmiş oluyorsun. The Antidote: Happiness for People Who Can’t Stand Positive Thinking kitabının yazarı Oliver Burkeman, “Bazı riskleri göze almadan başarıyı yakalayamazsın ve bu risklerden
bazılarının sonuçları yıkıcı olabilir” diyor. Dengeyi bulabilmek için başarıya ulaşma yolunda neleri riske edebileceğine konsantre ol. ORTA YOLU BUL: Burkeman’ın “olumsuz yol” olarak adlandırdığı şeyi keşfet: Hayallerin suya düştüğü takdirde neler kaybedebileceğini düşün ve kendine bununla başa çıkıp çıkamayacağını sor. Eğer bu soru sende çok fazla endişe yaratıyorsa, bu, planında senin için çok fazla risk olduğunu gösteriyor olabilir ve öncelikle planını iyice masaya yatırman gerekebilir. Burkeman, “Diğer yandan duyduğun bu gerginlik senin bu konuda heyecan duyduğunun belirtisidir ve pastane sahipleriyle görüşmek veya özel pasta tarifleri denemek gibi hedefin için ilk
adımları atmanı sağlar” diyor. Büyük sıçrayışlar yapmadan durumu tekrar değerlendirmende fayda var.
HUYSUZ OL
Kadınlar gerçekçi konuştuğu zaman genellikle “arıza” veya “zor kadın” damgası yer. Ama bazı duygularını içine atman da yakın bir zamanda ‘patlama’ yaşamana neden olur. Örneğin kız kardeşine olan kızgınlığın, bir sonraki buluşmanızda büyük bir tartışmaya yol açabilir veya senin fikrini çalarak takdir toplayan iş arkadaşına yazdığın e-postayı yanlışlıkla tüm şirkete göndermek seni can sıkıcı bir duruma düşürebilir. Constructive Wallowing: How to Beat Bad Feelings by Letting Yourself Have Them kitabının yazarı Tina Gilbertson, “Eğer
Duygularımızı su yüzüne çıkarmazsak, onlar çıkmak için kendi yollarını bulur” diyor. Duyguları göz ardı etmenin bir sonucu daha var: Kashdan, bu durumda ilişkilerini güçlendirme fırsatını kaçıracağını söylüyor ve “Eğer ilişki bağın yalnızca pozitif olmaya, kaygı ve korkularını ifade etmemeye dayanıyorsa, bu bağ o kadar da güçlü değildir” diyor.
FOTOĞRAF: VICTOR PRADO 87
Küçük Gün Işığı
Wellesley Koleji’nden Profesör Julie K. Norem, “Genlerine ve yetiştirilme tarzına göre bardağın hep dolu tarafından bakmaya çok erken başlamış olabilirsin” diyor. Tabii ki pozitif olmanın da getirileri var! İşte onlardan bazıları:
Hedefine Ulaşmak
Norem, doğal heyecanın gerçekten motive edici olduğunu söylüyor. Yapılacaklar listene sabahtan başla, bu saatler iyimser insanların enerjilerinin en yüksek olduğu zaman dilimi.
İnsanları Etkilemek
Her şeye iyi tarafından bakan insanlar her zaman iyi bir ilk izlenim yaratır çünkü daha öz güvenli görünürler. Norem, “Konu bu olmasa bile onların her işte başarılı olduğu izlenimine kapılırız” diyor.
Fırtınadan Sağ Çıkmak
Yapılan araştırmalar, hayata pembe gözlüklerle bakan insanların, zorlu durumları bile kendini geliştirme fırsatı olarak gördüğünü ortaya koyuyor.
Bu tavır iş hayatında (özellikle de yönetici pozisyondaysan) etrafındaki insanlara ilham vermene yardımcı olarak seni başarıya taşıyabilir.
ORTA YOLU BUL: Öfkeni göstermek, sinirlendiğin anda sinir krizi geçirmen anlamına gelmiyor. Sakinleş ve iş arkadaşına yaptığı şeyin doğru olmadığını söyle. Ya da kız kardeşine, arkadaşlarıyla bir şeyler içmek için seni ekerek yanlış yaptığını ve bunun seni üzdüğünü ifade et. Kashdan, “Uygun bir şekilde yaptığımız sürece, insanların davranışlarına olan kızgınlığımızı belirtmekte özgürüz. Bu ilk anda nahoş görünebilir ancak uzun vadede sınırlarını belli etmene yardımcı olur” diyor.
KUSURLARI GÖRMEZDEN GELME
Yeni sevgilin gerçekten harika biri. Yeni başlangıçlarında seni hep destekliyor, annen de ona bayılıyor ve inanılmaz zarif. Ama seni sürekli kendi gitmek istediği yerlere sürüklüyor ve seni yeterince güldürmüyor. Sonuçta hiçbir ilişki mükemmel olamaz, değil mi? Orada dur. Gilbertson, aslında duygularının sana önemli bir bilgi ilettiğini söylüyor. Dahası, Proceedings ofthe National Academy of Sciences ofthe United States of America’da yayımlanan bir araştırmaya göre, içgüdüsel tepkilerimizi yönlendirmek için bilinçaltımız rasyonel düşünceyi (bir durumun artı ve eksilerini tartmak gibi) kullanıyor. Yani içgüdülerimiz rastgele ortaya çıkmıyor. Bu yüzden eğer içine bir şüphe tohumu atıldıysa, onu yok etmeye çalışmak yerine serpilmesine izin ver. Gerisi kendiliğinden gelecektir.
ORTA yolu BUL: Kendine (veya çok güvendiğin bir arkadaşına) sor: Acaba ben aşırı eleştirici ve bencil mi yaklaşıyorum? Eğer cevap dürüst bir şekilde ‘hayır’ ise, beklentilerine saygı duy ve
bu yüzleşmenin seni harekete geçmen için motive etmesine izin ver. Tabii ki sevgilini derhal terk etmen gerektiğini söylemiyoruz; içgüdülerinin her söylediğini anında yapmak zorunda değilsin. Ama erkek arkadaşına bu konuda konuşmak istediğini söyleyebilmelisin. Defalarca bu konuşmayı yapmanıza rağmen aynı durum sürüyorsa, o zaman bunu, bu birlikteliğin senin yararına olmadığının bir işareti olarak görebilirsin.
DIRDIR ET
Wellesley Koleji’nde iyimserlik ve kötümserlik üzerine çalışmalar yapan Psikoloji Profesörü Julie K. Norem, “Muhtemel problemleri saptamak, bir iş yerinde oldukça faydalı bir davranış olabilir” diyor. Örneğin duyduğu her fikri destekleyen veya sürekli senin sunumlarındaki hataları dile getiren iş arkadaşını düşün. Onun gibi (en azından daha az sinir bozucu bir versiyonu gibi) düşünmek, sorunlar daha ortaya çıkmadan onları aşmak için nasıl tepki vereceğini belirlemene yardımcı olur. Bu tarz bir düşünce yapısı, örneğin kilo vermek gibi hedeflerine ulaşmanda da faydalı olur. Mesela kızlarla birlikte akşam yemeğine çıktığında kafanı alfredo soslu fettuccine’ye gömeceğini biliyorsan, “nasıl olsa karşı koyabilirim” diye düşünmek yerine, ne sipariş vereceğine önceden karar vermeyi dene.
ORTA YOLU BUL: Ofis içinde çok dırdırcı olursan kendini bir anda arkadaş grubunun dışında bulabilirsin. New York Üniversitesi’nde Psikoloji Profesörü ve Rethinking Positive Thinking: inside the New Science ofMotivation
kitabının yazarı Gabriele Oettingen, “Muhtemel problemleri sürekli dile getirmek yerine onları, üreteceğin yardımcı çözümlerle birlikte listele” diyor. Mesela: “Eğer yöneticim bu yeni projeyle kimin ilgileneceğini sorarsa, yeni stajyerimizin bunu seve seve yapacağını söylerim.” Ya da “Eğer yağmur yağarsa dışarıda yürüyüş yapmak yerine evde egzersiz yaparım.” “Eğer karalahana yoksa ıspanak alırım.”
STRESİ HİSSET
Stresin kaçınılmaz bir şey olduğunu zaten biliyorsun.
Ama saçını başını yolma isteğini göz ardı etmektense (veya bununla başa çıkmak için bir kadeh şarap içmektense) kendini ona teslim et. Yapılan bir araştırmada, stresin belirtilerini -kalp atışında hızlanma gibi- yararlı olarak yorumlaması istenen deneklerin, stresi göz ardı eden veya hiçbir yönlendirme
yapılmayan deneklere göre, zorlu bir görevdeki stres tepkilerinde gelişme görülmüş. ORTA yolu BUL: Kendini şu anda stresli mi hissediyorsun? Az önce bahsettiğimiz tekniği hemen deneyebilirsin. Stresi tamamen kendi lehine çevirmek istiyorsan, sana zihinsel olarak ne yaptığını sapta. Belki de ruhunu sıkan bazı işler bugün çalışma saatlerinin çoğunu aldı. Gerçekten ne istediğine (zamanının çoğunu yaratıcı işlere odaklanarak geçirmek mi?) ve seni engelleyenin ne olduğuna (büyük işlerden önce daha kolay halledebileceğin küçük işlerle fazla oyalanma eğiliminde misin?) karar ver. Oettingen’in yaptığı araştırma, ‘zihinsel çelişki’ denen bu tekniğin seni durağanlıktan kurtaracak olan kıvılcımı ateşleyebileceğini gösteriyor. Bu yüzden stresi bağrına bas ve onu bir sonraki başarına dönüştür. İşte olumsuz düşüncenin gücü!
İçgüdüsel tepkilerimizi yönlendirmek için
bilinçaltımız artı ve eksileri tartmamızı sağlıyor.
Her Şeyi Başarman Mümkün
Sıfırdan Başla Önce, başarısız olmana neden olabilecek şeylere odaklan. Ardından bu potansiyel sebeplerden kurtulup, yapmak istediğin şeyi beş kez yapmayı dene. (Neden mi beş? Çünkü birdavranış bu kadar tekraredildiğinde öğreniliyor.) Örneğin, bulaşıkyıkamaktan nefret ettiğin için yemekyapmak istemiyor musun? Çözümü kolay: Tek kullanımlık geri dönüşümlü tabaklarla bu problemin üstesinden gelebilirsin, işteşimdı yemekyapmayı bir kez daha dene!
Küçük Değişimler 80/20 kuralını (Pareto ilkesi) dene. Buna göre, sonuçların yaklaşıkyüzde80’i, etkenlerin yüzde 20’sinden kaynaklanıyor. Evet, küçük değişikliklerden bahsediyoruz! Örneğin Fransızca öğrenmeye mı çalışıyorsun? 100.000 kelimeyi öğrenmeye çalışmak yerine, en çok kullanılan 1.200 kelimeyi öğrenip daha hızlı ilerleyebilirsin.
YAPAMAM EDEMEMLER BİR KENARA 3KModa