Cameron Diaz, 19 Aralık’ta vizyona giren ve bir yetimhanenin başhemşiresi Agatha Hannigan’ı canlandırdığı müzikal film Annie’deki rolünden bahsederken; “Bir müzikalde yer almak, oyuncuların sık sık karşısına çıkan bir fırsat değil. Öyle bile olsa, denemekten hep çekinmişimdir. Oysa Annie için biraz da kabul etmeye mecbur kaldım” diyor ve ekliyor; “Müzikallerle ilgili korktuğum iki nokta vardı; biri yüksek performans gerektirmesi, diğeri de herkesin önünde şarkı söylemek! Korkularımdan kurtulmak için değil, tam tersine üzerlerine gitmek için zamanında uçaklardan atladım, uçurum kenarlarından tırmandım ama bu çok farklıydı. Kontrolsüz bir şekilde ağlıyordum. Herkes bana destek olmaya çalışıyor, aynı zamanda da çok eğleniyordu çünkü patetiktim. Öyle ya, korktuğunuz konuların üstesinden gelmenin en etkili yolu mizahtır aslında.” Cameron korkularının üstesinden geldi ve karakterine yoğunlaştı. “Carol Burnett ile olan 80’lerdeki orijinal filmde, kadınların kaygıları farklıydı; tek istekleri bir erkek ve aşktı. Ben Hannigan karakterini güncel hâle getirmek istedim. Ünlü olmak istiyordu fakat bu işi yapmak için istekli değildi. Bugünlerde herkes ünlü olmanın mutlu olmak olduğunu sanıyor ama esas âşık olmak ve sevginizi koşulsuz vermek sizi mutlu eder.”
KAHVALTI
Diaz, New York Maritime Hotel’deki buluşmamıza biraz geç kaldı. Üzerinde beyaz V yaka bir tişört, dizleri yıpranmış bir jean ve taba rengi topuksuz Rag & Bone ayakkabıları vardı. Yüzünde özür dileyen bir gülümseme ile içeri girdi ve “Kahvaltı kesinlikle en sevdiğim öğün” dedi. Üstelik kahvaltıya ilginç bir yaklaşımı da vardı; “Et, makarna, sebze ve yulaf ezmesinin üzerine yumurta kırıp buna kahvaltı diyebilirsiniz.”
KÜBA
O, üçüncü nesil Küba asıllı bir Amerikalı. Büyük büyük babası, Florida’nın Ybor şehrinde puro sarıcısıymış. Babası Emilio Diaz, San Diego’da Unocal petrol şirketinde çalışmış; annesi Billie Joann Early ise gümrük dairesinde broker’mış. İki kız kardeşten küçüğü Cameron. Long Beach’teki Long Beach Politeknik Yüksek Okulu’nda okumuş. “Okuldan nefret ettim. Burs da alamayacaktım. Ailemin beni üniversiteye gönderecek parası da yoktu” diyor. Bu bağlamda modellik onun için bir tür kurtuluş olmuş. “Para ve seyahati duymam yeterliydi” diyor ve ekliyor; “O dönemde benim için en uygun meslek olduğuna karar vermiştim.”
İLETİŞİM
Hayranlarıyla selfie çektirmiyor. “Bu, içi boş bir şey. Ben hayranlarımla konuşmayı tercih ediyorum. ‘Adın nedir, tanıştığımıza çok memnun oldum, bana ‘merhaba’ dediğin için çok teşekkür ederim’ gibi. Bu tarz diyaloglar çok daha gerçekçi ve elle tutulur. Bana ‘merhaba’ demek isteyen biri varsa, mutlaka durup konuşurum. Ne olursa olsun. Birini görmezden geldiğim tek bir an bile olmamıştır şu hayatta.”
KORKU
Yirmili yaşlarında bazı şeyleri kaçırmak, doğru şeyi yapamamak, kötü sonuçlar almak gibi korkularını göz önünde bulundurup o doğrultuda kararlar almış. “Otuzlarımda bunun üstesinden geldim. Daha doğrusu hiçbir şeyi kontrol edemeyeceğimi anladım” diyor. Diaz şu an 42 yaşında ve şöyle söylüyor; “Benden daha genç kız arkadaşlarıma, hayatın 40’ından sonra başladığını söylüyorum. Zira kim olduğumu, daha dolu ve canlı bir hayatın nasıl kurulacağını çok iyi biliyorum artık. Bu kendimi daha güvenli hissetmeme de neden oluyor. Artık sadece öğrenmiyor, yaşıyorsunuz da.”
TANRI
Diaz’ın ailesi, din ile çok da iç içe değilmiş fakat yedi yaşındaki kızlarını
dünya dinlerini araştırma konusunda hep cesaretlendirmişler. Her hafta onu farklı kiliselere götürmüşler. “Babam dilediğime inanmam için bana sonsuz bir özgürlük alanı tanıdı” diyor. Diaz, farklı mezhepler arasında da farklılıklardan çok benzerlikleri görmüş. “Bir güç olduğuna inanıyorum. Tanrı ile aramda gerçekten çok güçlü bir ilişki var; hayatımın büyük bir parçası. Manevi açıdan her gün daha da gelişiyor, büyüyorum.”
DİKKATSİZLİK
“Hatırlıyorum da, birinci sınıftayken annem öğretmenimin şöyle söylediğini anlatmıştı. Hep başka şeyler düşünüyormuşum fakat ne zaman bana seslense cevap da veriyormuşum. Bu şekilde odaklanarak dikkatimi veremiyorum, öğrenemiyorum. Kerdeşimle bende ADD olduğu söylendi çünkü yerimizde duramıyoruz ve sekiz saatten fazla oksijensiz, yemeksiz ve aktivitesiz kalamıyoruz.
Tüm bunlar çağ dışı ve bu konuda başarılı olamadım. Ben kendi ayaklarımın üzerinde durarak ve dünyayla iletişim sağlayarak, köşede bir şeyleri izlerken arkamda olanları duyarak başarılı oldum. Bu şekilde bilgiyi sindirdim. Bu kinetik değil, çılgın enerji” diyor.
İŞ SORUMLULUĞU
“Ailem bana bağımsızlıktan kaynaklanan bir özgüven duygusu aşıladı. Benimle şu şekilde konuşurlardı;
‘Kendinden sorumlu olan sadece sensin. Dikkatli ol, farkında ol, dünyaya karşı bilinçli ol. Eğer iş bulamazsan, bu senin yeterli olmadığın anlamına gelmez, o iş senin işin değildir.’ İnsanlar bir şeyler elde etmek için çalışıyorlar. Başkalarından bir şeyler almak diye bir şey olamaz. Ailemden çok güçlü bir iş etiği aldım. ‘İşin senin sorumluluğun; bir şeyi uzaktaki bir çöpe atması için bile başkasına bırakma’ derlerdi ” diyor.
“Kim olduğumu, daha dolu ve canlı bir hayatın nasıl kurulacağını çok iyi biliyorum artık!”
ÇOCUKLAR
“Genelin çocuk sahibi olduğu bir dünyada yaşıyoruz; eh onlar da çevrelerindekinin çocuk sahibi olmasını istiyor. Tanınmış kişilerin de böyle olması gerektiğine inanan bir anlayış da var. İnsanlar; ‘Benim çocuğum var da, niye onun yok?’ diye düşünüyor. Ama benden öyle bekleniyor diye o şekilde hareket etmedim hiç. Bir aile kurabileceksem olur; yaparım ama benden bir şeyler beklendiği için değil.”
LONG BEACH
Diaz 1970’lerde ve 80’lerde Long Beach Kaliforniya’da büyüdüğü için çok gurur duyuyor; dersleri ektiği ve genç Snoop Dogg’tan aşırdığı espriler için de şöyle söylüyor; “Sokak kültürünü Long Beach’te edindim. Her gün okul çıkışı kendi kendimize takılırdık. Ailelerimiz çalışıyordu ve her türlü tehlikeyle başa çıkabiliyorduk. Böyle böyle hayatla mücadele etmeyi öğreniyorsun.”
EVLİLİK
Geçtiğimiz günlerde Madden Brothers’ın solisti ve gitaristi Benji Madden ile evlenen Diaz; “Hiçbir zaman evlilik ya da eş beklentisi içinde olmadım” diyor ve ekliyor; “Bunu yapmalıyım, şunu yapmamalıyım diyerek yaşamıyorum asla.”
BESLENME
21 yaşındayken Paris’te yaşamış Diaz… “Günde iki paket sigara içmek, çok fazla kaz ciğeri ve havyar tüketmek. Havaalanındaki duty-free’den alıyorduk tüm bunları. Gün içinde hep patates kızartması ve croque-madame (bir çeşit yumurtalı tost) yiyordum” diyor.
Ancak cildi bozuk olduğu için bu modellik kariyerini de etkiliyormuş. “Her gün seçmelere gidiyordum ve asla iş alamıyordum” diyor. Akabinde beslenme alışkanlıklarını değiştirmiş, akne tedavisi görmüş ve Jim Carrey’le rol alacağı 1994 yapımı Maske
filminin seçmeleri için Los Angeles’a uçmuş. “Hiçbir zaman oyuncu olmak istememiştim. O filmin seçmelerinde de çok eğlenmiş, çok gülmüştüm.
Rolü alabileceğimi de hiç düşünmemiştim” diyor Diaz.
KİTAP
Cameron Diaz’ın diyet, fitness ve bakım sırları hakkında yazdığı kitap The Body Book geçen yılın en çok satan kitapları arasına girdi. “Öğrendiklerimi paylaşmak istedim” diye açıklıyor ve ekliyor; “Hiçbir zaman sadece markam için bir şeyler yapmayacağım. Bence insanlar bunu yaptığı zaman hayal kırıklığı yaşıyor. Şimdiye kadar yaptığım şeyler için çok iyi ödemeler aldım ve bundan daha fazlasına ihtiyacım yok. İnsanlar benden rahatsız olabilir.”
ORİJİNALLİK
“Saçlarımı kıvırıyorum. Bunun birçok farklı tekniği var; mesela işaret parmağını, başparmağını ya da tüm parmaklarını kullanmak gibi. Çok derin düşüncelere daldığım zaman bunu yapıyorum. Eğer birinin saçı uzunsa, yanına gidip saçlarını kıvırırım. Kız arkadaşım Drew Barrymore da saçını kıvırıyor. Charlie’nin Melekleri filmini çektiğimiz zaman Lucy Liu’nun şaşırtıcı derecede uzun saçları vardı ve biz onu aramıza alır, saçını kıvırırdık” diyor.
PİŞMANLIK
“Pişmanlık yaşamıyorum. Kara kara düşünen biri değilim, geriye de dönüp bakmıyorum. Sadece bunu yapmalıyım veya yapmamalıyım diye düşünüyorum. Tabii ki yaşadıklarımdan ders çıkarıyorum ama geriye dönüp bakmıyorum ve sorgulamıyorum çünkü bu kim olduğunu ve nerede olduğunu kabul etmemek olur.”
SPOR
Kendini atlet olarak görüyor, takım sporlarına uygun olmadığını da düşünüyor. (Lisedeyken dans grubunda olmasına rağmen) “Yaptığım sporlar sörf, golf, snowboard gibi bireysel sporlar. Kendimi bu şekilde zorlamayı seviyorum çünkü film çekmek de bir takım sporu” diyor.
ASLA
2002’de New York Çeteleri filmini çekerken rol arkadaşı Daniel Day-Lewis’in iş ahlakına ve karakterine bağlı kalmasına hayran olmuş. “Daniel Day-Lewis’in yaptığını asla yapamam. Bu durum, insan olarak neye sahipsem onu benden alır. Onun yaptığı şeye bir adım bile yaklaşamam.”
EVREN
“Evrendeki tüm inançlara sahibim; olması gerektiği gibi iyi olan, kötü olan ne varsa. Hepsinden de öğrenilecek şeyler var.”
TATİL
“Bu yıl herhangi bir film yapmayacağım” diyor Diaz. “Geçen yıl üç film çektim, dolayısıyla bu yıl sete gitmemin de bir gereği yok. Film çekmeyi çok seviyorum ama kendi hayatımı da yaşamalıyım.” Yine de meşgul olacak! Kendisi Tag Heuer markasının elçisi. Ayrıca iki ayakkabı ve çanta koleksiyonunu lanse ettiği, sonbahar kampanyasını hazırladığı aksesuar firması Pour La Victoire’nin de artistik direktörü. “Film yapmasam bile her zaman çalışıyorum” diyor.
ENDİŞE
“Kariyerimle ilgili hiçbir zaman endişe duymadım. Bir şeylerin olmasına izin vermekle ve yapabildiğim en iyi işi yapmakla meşgulüm.”
UYKU
Diaz sekiz saat uyumayı öneriyor. Kendisi sabah saat 05.00 itibariyle, bir saat egzersiz yapmak için saat 04.30’da uyanıyor. “Bu disiplini sabahın erken saatlerinde başlayarak tüm gün uyguluyorum” diyor. Kahvaltıdan sonra hızlıca saatine bakıyor ve “Aman Tanrım, şimdiden yarım saat geç kaldım. Hemen tuvalete girip dışarı çıkmalıyım” diyor, mc
“Hiçbir zaman evlilik ya da eş beklentisi içinde olmadım. Bunu yapmalıyım, şunu yapmamalıyım demem asla.”