25 yaşındaki Kübra, anne ve babası boşandığında ilkokul ikinci sınıfa gidiyordu. Boşanmadan iki yıl sonra babası başka bir şehre taşındı ve bu olaydan sonra Kübra babasını yalnızca birkaç kez daha görebildi. “Hayali bir babam var gibi hissediyordum” diyor.
Lise birinci sınıftayken, hızla cinselliğe doğru giden bir ilişkiye başladı. Babasına olan kızgınlığının onu buna ittiğini düşünüyor. Diğer tüm ilişkilerinde de sürekli küçük şeylere takılıyor ve “Artık beni sevmiyor” hissine kapılıyordu. Bunu fark eden annesi, Kübra’ya babasının bipolar bozukluğu ve alkol düşkünlüğünden bahsetti. Kübra, “Annem beni korumak istiyordu ama bu ancak babamın kötü biri olmadığını ve ne yaparsa yapsın iyi bir ebeveyn olmayı başaramadığını anladığımda işe yaradı” diyor.
Kübra şimdiki ilişkisinde çok mutlu. “Benimle ilgilen!” moduna girdiğinde, bu duyguya sebep olan şeyin ne olduğunu bilmenin ona iyi geldiğini söylüyor.
UZMAN GÖRÜŞÜ: Birçok araştırma aynı şeyi gösteriyor:
Ailesini terk eden babaların kızları, babalarıyla birlikte büyüyen kızlara göre bekâretini daha erken kaybediyor. Wake Forest Üniversitesi’nde Eğitim ve Ergenlik Psikolojisi Profesörü, Between Fathers and Daughters kitabının yazarı Linda Nielsen, “Bu kızlar genellikle duygusal olarak tam manasıyla olgunlaşamıyor ve erkeklere güvenmekte zorlanıyor” diyor. NASIL İYİLEŞİRSİN: Babana psikolojik bir açıdan yaklaşmaya çalış. Rosenthal, “Onu, güçlü ve kusurlu yönleri olan bir adam olarak görmeye başla. Bu, ona karşı duyduğun kırgınlık ve kızgınlığı unutturacak bir şefkat duygusu geliştirmene yardımcı olur” diyor. (Kübra daha da fazlasını yaptı: Üniversitede psikoloji okudu ve babasını anlamaya çalıştı.) Ardından babanla yeni bir bağ kurmayı dene. Seidler, onu bir akşam yemeğine davet etmeni, terk edişinin senin hayatını nasıl etkilediğini anlatmanı ve özür beklediğini söylemeni öneriyor. Rosenthal ise, “Bu ilişkinizi değiştirmeyebilir ama kontrolü ele almak iyi hissettirir” diyor.
“Benim diğer çocuklar gibi yaramazlık yapmak ya da babamdan bana bir şeyler almasını istemek gibi bir lüksüm hiç olmadı. Bana sürekli üvey evlat olduğumu söylüyordu, mizah anlayışı böyleydi. Bir keresinde evdeki vazoyu kırdığım için beni saatlerce odama kilitlemişti ve yemek vermemişti. Yanlış bir şey yaptığımda babamın öğreneceği ve yine beni döveceği korkusuyla bütün günü dolapta saklanarak geçirirdim.”
Babalar İş Başında
Günümüz babalarının ebeveynlik işine ne kadar ısındığını gösteren üç yeni trend…
Baba-Shower Artıkbirçokbaba adayı, bebek bezleri ve içki şişelerinin her tarafta olduğu baby-shower’lar düzenliyor. Haftada 200’den fazla başvuru alan baby shower planlama servisi ManShower. nef’in kurucuları Craig Dexheimer ve Aaron Moniza, “Baba olmak, kutlanması gerekenbüyükbir olay” diyor.
Tam Zamanlı Babalar 8yaşınaltındaki ocuklarıyla ilgilenen yaklaşıkikimilyon baba var. Bu görevi stlenen babaların büyük çoğunluğu, ebeveynlik yapmanın muhteşem birşey olduğunu söylüyor. Ofiste çalışan babaların yaklaşık yarısı ise, evden çalışıp ocuklarıyla gilenmeye sıcak bakıyor.
Baba ile Başbaşa PewAraştırma Merkezi’ne göre, yılında Amerika’da 2,6 milyonyalnız baba yaşıyormuş(1960 yılında ise bu rakam 300 binmiş). Bu yükselişin sebebi ise, boşanma sonucunda çocukların velayetinin babalara daha fazla verilmeye başlanması. Babalarıyla yaşayan çocuklar, akrabalarıyla yaşayanlara göre daha sağlıklı oluyor.
Şimdi 34 yaşında olan Yasemin’in babası işsiz kaldığında, Yasemin henüz altı yaşındaydı. O, diğer çocuklar kadar şımarık olma lüksünün olmadığını söylüyor: “Yanlış bir şey yaptığımda babamın öğreneceği ve yine beni döveceği korkusuyla bütün günü dolapta saklanarak geçirirdim.”
14 yaşına geldiğinde Yasemin, ilk kez birinden hoşlanmaya başladı. Ama yaşadığı suçluluk duygusu ve korku yüzünden asla duygularını -kendine bile- itiraf edemedi. 18 yaşında üniversiteye başladığında ise, hayatında ilk kez âşık olduğunu hissetti. Ancak âşık olduğu kişi maalesef iyi niyetli ve güvenilir biri değildi. Yasemin de bunun farkında olmasına rağmen bu durumu yadırgamıyor, bu adama her geçen gün daha da bağlanıyordu. Çünkü işin özünde, aslında bu adamı babasıyla özdeşleştirmişti. Ve bir şekilde, ne yaparsa yapsın, bu adamı kendine yakın hissediyor, hatta “hayatımın aşkı” diyordu. Çok geçmeden bunun böyle olmadığı anlaşıldı.
Kısa süren bu ilişki sonrası Yasemin, birbirine çok benzeyen birkaç ilişki daha yaşadı ama sonuç hep aynıydı. Kendisinden çok fazla taviz veriyor, sonunda ise yine yalnız kalıyordu. Ta ki, 30 yaşına gelip hayatının “gerçek” aşkını bulana kadar. Şimdi evli ve bir kız çocuğu annesi olan Yasemin, “Eşim Yılmaz bana başlarda çok yabancı geliyordu çünkü hayatımda hiç kimse bana bu kadar nazik davranmamıştı. Bunu başlarda yadırgamış olmama rağmen, normal olanın bu olduğunu geç olsa da fark ettim” diyor.
UZMAN GÖRÜŞÜ: Kız çocuğunun babasıyla kurduğu ilişkinin şekli, çocuğun ruhsal gelişiminde büyük önem taşıyor. Baba-kız lişkisinin, kız çocuğunun nasıl bir yetişkin kadın olacağı üzerinde büyük bir etkisi var. Yapılan araştırmalar, babalarından övgü alan, sevgi ve değer gören kız çocuklarının ileride daha bağımsız, öz güveni yüksek kadınlar olduğunu; babasından şiddet görmüş kız çocuklarının ise depresyon ve somatik şikâyetler gibi davranış problemlerini daha fazla yaşadıklarını gösteriyor. Hatta bu çocuklar kişilik ve davranış bozuklukları, huysuzluk, hırçınlık, başkalarıyla rahat iletişim kuramama, intihar girişimi, uyuşturucu kullanımı, fuhuşa yönelme gibi kendine zarar verici davranışlarda bile bulunabiliyor. Uzman Klinik Psikolog Çisem İlhan, “Kız çocuğunun temel ihtiyaçlarından biri, ilgi ve temas yoluyla varlığının benimsenmesi, onaylanmasıdır. Olağan yollar ile varlığı onaylanmayan yani ailesinden sevgi ve ilgi görmeyen çocuk, bunu illegal yollarda arar” diyor ve ekliyor: “Babasının onu çok sevdiğine ancak kendi iyiliği için onu dövdüğüne inanan kız çocuğu, yetişkinlik döneminde alışkın olduğu sevgi görme yolunu arar ve farkında olmadan bu tip insanlarla yakınlık kurar. Kendisine şiddet uygulayan kişi tarafından önemsendiği yönünde bir çıkarımda bulunur. ” İlhan, eşleri tarafından fiziksel şiddete uğrayan kadınların yaklaşık yüzde 25 ila 75’inin çocukken fiziksel ya da cinsel istismara uğradığını söylüyor.
NASIL İYİLEŞİRSİN: İlişkilerinde şiddet görmene rağmen bunu yadırgamıyorsan, bu durumu değiştirebilmen için önce bunun normal olmadığını fark etmen ve kabul etmen gerek. Şiddetin bir sevgi dili olmadığını, değer ve sevgi görmenin legal yolları olduğunu unutma ve buna rağmen ilerleme kaydedemiyorsan mutlaka bir uzmana danış.
Babalar En İyisini Bilir
Babayla geçirilen kaliteli zaman öz güveni arttırır, evet. Ama baba figürü, bizi kadın olma yolculuğumuzda farklı yönlerden de etkiliyor.
İyi Bir Kız Babası Olmanın Yolları Resimleri
VÜCUT ALGISI Ocak’te yapılan bir çalışmaya göre, babasıyla sevgi dolu ve arkadaşça bir ilişkisi olan kız çocuklarının, yiyecekler ve kendi beden algısı konusunda daha sağlıklı bir bakış açısı var. Bu da, daha kaba ve katlanılmaz bir babaya sahip olan kız çocuklarıyla karşılaştırıldıklarında, onların yeme bozukluklarına yakalanma riskini azaltıyor.
9 SOSYAL YAŞAM Fathering dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, oyun çağlarındayken babasıyla pozitif ve sıcak bir ilişkisi olan kız çocukları, ileriki yaşlarda kişisel yeteneklerini geliştirmeye daha yatkın oluyor. Bunun nedeni, çocuklarının heyecan duyma düzeylerini hassas bir şekilde düzenleyen babaların, onlara empatiyi öğretmesi olabilir.
Q ZEKÂ Evolution andHuman Behaviour dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, çocuklukta baba ile birlikte zihni uyaran aktiviteler yapmak -kitap okumak, müze ziyareti, oyun oynamak- daha yüksek IQ ile ilişkilendiriliyor. Zihni geliştiren bu dakikalarda, babalar çocuklarıyla kendi bilgilerini paylaşıyor, bu da çocukların ileriki yaşantılarında daha zeki olmasını sağlıyor.
9 KARİYER PsychologicalScience dergisinde yayımlanan bir çalışma, anne ve babanın ev bütçesine eşit katkıda bulunduğu bir evde büyüyen çocukların daha yüksek kariyer hedeflerine sahip olduğunu ve cinsiyet ayrımından kaçındığını gösteriyor.
Şu an 57 yaşında olan Suzan, “Babam, kanser teşhisi konulduktan iki ay sonra vefat etti. Bu benim için yıkıcıydı. Annemin öfke sorunu olduğu için babama çok daha yakındım” diyor.
Lisenin son yıllarında Suzan’ın yirmili yaşlarına kadar uzanan, bir bitip bir başlayan bir ilişkisi oldu. Ayrılmayı bir türlü başaramıyorlardı.
Nihayet son kez ayrılmalarının ardından Suzan, bir ilişkiden diğerine atlamaya başladı. “Başka birini bulmadan eskisinden ayrılmıyordum, hatta ne olur ne olmaz diyerek, eski sevgililerimle bağlarımı da koparmıyordum” diyor. Suzan, gelecekteki kocasıyla tanıştığında da -evleneceği insanın o olduğunu ilk görüşte anlamıştı- eski erkek arkadaşlarından bir anda kurtulamadı. Ona yalan söyledi, eski sevgililerinden bazılarıyla hâlâ görüşüyordu. Bunun korkunç bir duygu olduğunu söylüyor.
UZMAN GÖRÜŞÜ: Rosenthal, “Suzan’ın babası onu istemeden terk etmiş olmasına rağmen, ani ölümü bir terk edilmişlik duygusuna yol açmış” diyor. “Tam gençlikten yetişkinliğe geçtiği bu dönemde, karşı cinsten en çok yakınlık duyduğu kişi olan babasının ölümü, Suzan’ın kontrolünü kaybetmesine neden olmuş.” İlişkilerini bir türlü sonlandıramamasının nedeni de bu: Hayatındaki başka bir erkeği kaybetmek istemiyor. Rosenthal, “Birinden ayrılmak, aynı acıyı tekrar yaşamasına neden oluyor, tıpkı bir ‘mini ölüm’ gibi” diyor. NASIL İYİLEŞİRSİN: Suzan, kocasının onun terk etmesi korkusuyla terapiye başladı. (Önce birebir yapılan terapileri denedi ama bunlar işe yaramadı.) Rosenthal, “Bir gruba dâhil olmak güç verir çünkü tecrübelerinin sana yansımasını dışarıdan görürsün ve bu durumun sevdiğin insanları nasıl etkilediğini anlarsın” diyor.
Bu durumla başa çıkmanın başka yolları da var. Duygusal ilişkilerinde hâlâ yaşattığın eden kocası, onu çok ciddi bir şekilde uyardı. Suzan çok korkmuştu: “Sanki tüm gücümü kaybetmiş gibi hissediyordum.” Bu durumun sonucunda öfke kontrolü terapilerine katılmaya başlayan Suzan, kocasına ne kadar haksızlık ettiğini anladı. “11 yıldır evli olduğumuzu söyleyebilmekten dolayı çok mutluyum” diyor.
