SYaprak da, sayısı her gün artan genç kadınlar gibi KRONİK AĞRIDAN ŞİKAYETÇİ. Bu sendrom gözle görülemiyor ama o kadar şiddetli ki, yaşayanlar hayatının her noktasını hastalığına göre planlamak zorunda kalıyor. Yaprak, “BAZEN” diyor, “KEŞKE CÎDDEN HASTA GÖZÜKSEYDÎM DİYORUM. O ZAMAN HER ŞEY DAHA KOLAY OLURDU.”
Yaprak Oğuz büyük olasılıkla böyle düşünüyor. O yorgunluktan yakındığında, iş arkadaşlarının gözlerini devirmesinin sebebi de bu.
ARKADAŞLARI BÎLE ONUN ABARTTIĞINI, DAHA KÖTÜSÜ, NUMARA YAPTIĞINI DÜŞÜNÜYOR.
Ağrıları çoğu zaman 30 yaşındaki Yapraklı o kadar yormuş oluyor ki, birçok günün sonunda kalabalık metroda uyuyakalıyor. Araba kullanmayı tercih ettiği zamanlarda, evinin önüne park edip arabanın içinde iki saat uyuyor çünkü çıkıp eve gidecek kadar bile enerjisi kalmamış oluyor. Dışarıdan bakanlara göre o sadece günümüzün aşırı çalışan ve aşırı yorulan genç kadınlarından biri.
Kronik Ağrı Sendromu Resimleri
Gerçekte ise Yaprak, kronik ağrı (lupus) ile yaşayan ve çoğunluğunu kadınların oluşturduğu hastalardan biri. Lupus, aşırı yorgunluğa, eklemlerde saplanıcı tipte ağrılara, kol ve bacaklarında uyuşmaya neden oluyor. Hastalık, gözle görülür belirtileri olmayan, kolay teşhis edilemeyen ve son zamanlarda yükselişte olan “gizli hastalıklar” grubuna dâhil.
Kronik Ağrı İle Başetme Yöntemleri
Ağrıdan etkilenenleri gösteren rakamlarsa şok edici: Kronik Ağrı Sendromu Her 10 kişiden sekizi (yine, çoğu kadın) hayatının bir döneminde kronik sırt ağrısından şikâyetçi oluyor. Şimdilerde genç kadınların neredeyse yüzde 20’sinin kronik migreni var ve her yıl yaklaşık beş milyon yetişkine oldukça ağrılı bir kas-iskelet Hastalığı olan ve kadınlarda erkeklere oranla yedi kat fazla görülen fibromiyalji teşhisi konuyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk’e göre, özellikle üreme çağındaki kadınlarda görülen bel-kas ve eklem ağrıları yaşam kalitesini düşürebiliyor.
Bu durum bir dolu ağrı kesiciyi de beraberinde getiriyor: Analjezik ilaç reçeteleri 1999 ve yılları arasında yüzde 300 artış gösterdi. Ama ilaçlar, tüm sıkıntılara çare olamıyor. Stanford Üniversitesi’nde Ağrı Uzmanı, Less Pain, Fewer Pills: Avoid the Dangers ofPrescription Opioids and Gain Control Over Chronic Pain kitabının yazarı Doktor Beth Darnall, “Kronik hastalar, onlara uyku uyutmayan, hastalık izni almasına ve birikimini hastane faturalarına yatırmasına sebep olan fiziksel ağrılarla boğuşuyor. Bu da yetmezmiş gibi bir de onların numara yaptığını düşünen arkadaşlar, iş arkadaşları ve hatta doktorlarla baş etmek zorunda kalıyor” diyor ve ekliyor: “Hastalıkları bariz olan kişilerle karşılaştırıldıklarında, kronik ağrı ile baş etmeye çalışan kadınlar genellikle daha büyük darbeler alıyor çünkü dışarıdan bakıldığında tamamen sağlıklı görünüyorlar.”
Bir Dünya sinir lifleri yoluyla beynine elektrik sinyalleri gönderir. Beynin mesajı algılar ve sen de bunun sonucunda acıyı hissedersin. Zamanla da geçer.
Kronik ağrıdan şikâyetçi kadınlar bu genellemeye girmiyor tabii. Kronik Ağrı Sendromu Elektrik sinyalleri sürekli bir şekilde gönderildiğinde beynin ağrı merkezi aşırı yüklenir. Nova Southeastern Üniversitesi Sinirsel Bağışıklık Tıbbı Enstitüsü Direktörü ve Bağışıklık Uzmanı Nancy Klimas, “Bu aksiyona ayak uydurabilmek için ağrı merkezi boyutsal olarak büyür; böylece vücudun ağrı algısını da arttırır” diyor. Örneğin, Merve’nin küme tipi baş ağrıları (habersiz gelen ve 10-15 dakikaya kadar çıkan aşırı derecede ağrılı nöbetler) onu ortalama bir insana kıyasla acıya daha duyarlı hâle getiriyor.
Eşit derecede rahatsız edici bir başka haber ise kronik sendromların, özellikle kadınlar için genetik olabilmesi. Ayrıca, kalıtımsal hastalığın olmasa bile, kadın biyolojin yüzünden uzun süreli ağrıya karşı savunmasız olabilirsin. Neden mi? Çünkü kadınlar, kronik hastalıkların temel nedenlerinden biri olan enflamasyona daha yatkın. Uzmanlar, hormonların da bu işte payı olduğunu söylüyor. Klimas, “Testosteronun enflamasyon karşıtı özellikleri var ve bu hormon kadınlarda erkeklere oranla 10 kat daha az” diyor. Davranışsal faktörleri de ekleyince, ortaya tam bir felaket çıkıyor. Klimas, hızlı tempolu, stres dolu yaşam tarzımızın enflamasyonu her zamankinden daha fazla tetiklediğini belirtiyor.
Bir de şöyle bir durum var: Mesela kanser ya da mide ülseri tanılarının tersine, doktorlar hücre biyopsisi ya da X-ray “Her iki-üç saatte bir, yaptığım işi bırakmama sebep olacak kadar şiddetli başım ağrıyor. Sanki biri gözümün üstüne bıçak sokuyor ve ağrı oradan yayılıyor. Kendimi sürekli bir sonraki dayanılmaz ağrı nöbetinin başlamasını bekliyormuş gibi hissediyorum Merve Başarır, 29, İstanbul küme tipi baş ağrısı Çoğu insanın ağrı algısı basit bir şekilde çalışır. Diyelim ki ayak parmağını bir yere vurdun ya da ağırlık kaldırırken aşırıya kaçtın. Cildin, kasların ve eklemlerindeki ağrı alıcıları.
Tabii ki kronik sendromu olan birine sızlanmayı bırakmasını söylemezsin (değil mi?). Doktor Beth Darnall,’, “Acı içindeki bir arkadaşınla baş etmek hem senin, hem de onun için zorlayıcı olabilir”diyor.
Karşına çıkabilecek bazı durumlarda, arkadaşına nasıl destek olabileceğini dört senaryo ile açıkladık.
DENGESİZ, UNUTKAN VE ÇILGINCA DAVRANIYOR.
Ne yapmalısın: Anlayışlı ama direkt ol: “Acı çektiğini biliyorum. Ben senin için neyapabilirim?” Acı çeken bir insan yardım istemek için genellikle karşı taraftan bir hareket bekler. Yargılamadan ve kendi ürettiğin ‘dâhiyane’ çözümleri tavsiye etmeden, sadece onu dinlemen bile yeterli olur.
MACERA PLANLARINIZI YA EKİYOR YADA HİÇ YAPMAK İSTEMİYOR.
Ne yapmalısın: Yapacağınız aktivitelerin yoğunluğunu arkadaşının uyum sağlayabileceği şekilde azalt. Kronik ağrı hastaları sürekli evde oturmak istemez ama kalabalık partiler ya da aşırı fiziksel aktivitelerle (doğa yürüyüşleri, müzeturları gibi) her zaman baş edemeyebilir. Onun evinde birlikte yemek pişirmeyi ya da arabayla sinemaya gitmeyi önerebilirsin.
SÜREKLİ DOKTOR RANDEVUSU VAR.
Ne yapmalısın: Onunla gitmeyi öner ve gitmişken notlar al. Arkadaşın büyük olasılıkla kesin bir teşhis ya da etkili bir tedavi arayışında. Onun doktor görüşmelerinde organize olmasını sağlaman, stres seviyesinin düşmesine yardımcı olacak (sana da farklı bir perspektif kazandıracak).
İÇİNE KAPANIK YA DA DEPRESİF GÖZÜKÜYOR.
Ne yapmalısın: Amatörtıbbi tavsiyeler verme. (Örneğin, “Bu bitki halamda çok işe yaradı!” ya da “Geçenlerde yeni bir haber okudum…” gibi.) Kendisi de büyük olasılıkla binlerce tedavi denemiş ya da internette ‘çare’ aramıştır. Onun yerine, daha önce anlattığı şeyler olsa bile sana içini dökmesine izin ver. Dinlerken sıkılman ya da daralman doğal. Birbirinize müsamaha gösterdiğinizde, onun ‘iyi’ anları çok daha güzel olacak kullanarak kronik ağrıların temelinde yatan nedeni tam olarak tespit edemiyor. Bu da deneme-yanılma yöntemine, yani farklı teşhisler ve farklı tedavilerin denendiği bir döngüye yol açarak hastayı daha da strese sokuyor.
Tabii, öncelikle doktor hastaya inanırsa…
SESSİZCE Acı Çekmek
“50’denfazla doktora göründüm. Bazıları ağrının sadece kafamda olduğunu söyledi. Bazıları da fibromiyaljinin ciddi bir şey olmadığı konusunda diretti. Ağrı içinde uyanmak bir şey, yardımcı olacağını umduğunuz ama sizi ciddiye almayan doktorlarla karşılaşmak ayrı bir şey.”
Konu hastalık olduğunda gördüğümüze inanıyoruz. DePaul Üniversitesi Psikoloji Profesörü Leonard Jason, “Gördüğümüzde tanıdığımız problemlere karşı empati göstermeye şartlanmışız ama görsel ya da tanılayıcı bir kanıt olmayınca bu konuda zorlanıyoruz” diyor ve ekliyor: “Tekerlekli sandalyede değilseniz ya da bastonla yürümüyorsanız, etrafınızdaki insanlar, hatta doktorlar bile, ‘Sürekli yorgunum ve acı çekiyorum’ dediğinizde ‘Bugünlerde kim çekmiyor ki?’ diye düşünüyor.”
Sonuç olarak, kronik ağrısı olan insanlar, belirtileri hakkında konuştuğunda sanki sürekli şikâyet ediyormuş gibi gelebilir. Klimas, çoğu hastanın meşgul ve hareketli bir yaşamın yan etkilerini abarttığını birden fazla sağlık profesyoneli tarafından duymuş olduğunu söylüyor.
Doktor olmayanlar, kronik ağrıyı algılamakta daha da zorluk çekiyor. Bazıları iş ortamında sıkıntılarını dile getiremiyor çünkü iş göremez gibi algılanmaktan korkuyor. Kronik boyun ağrısı olan 32 yaşındaki editör Ezgi Kaya,
“Ne kadar acı çektiğim konusunda ofiste genelde sessiz kalıyorum” diyor. Ancak Darnall, sürekli kimsenin seni dinlemediğinden ya da sana inanmadığından endişe duymanın fiziksel ağrıyı arttırdığını söylüyor.
Cifte AĞRI
“Bir arkadaşım benden bir 5K yarışına kaydolmamı istedi. Ne kadar çok istesemde hayır demek zorunda kaldım. Bana ‘tembellik ediyorsun’ diye tepki verdi. Bu hem duygusal, hem fiziksel anlamda beni gerçekten incitti.”
Seda Demirel, 29, İstanbul romatoid artrit
Seda’nın hisleri bilim tarafından destekleniyor. Olumsuz sosyal etkileşimler ve vücudun ağrıyı algılaması arasında ispatlanmış bir ilişki var: Ağrı sinyalleri beyne doğru giderken, limbik
AĞRI GUNLUGU
Yedi yıl önce, 33 yaşındaki yazar Usa Kaneff’in sağ ayağına Morton nöroması (ayakta 3. ye 4. tarak kemikleri arasındaki sinirin kalınlaşması) teşhisi konmuş. Bu hastalık, ona sürekli kırık cam üzerinde yürüyormuş hissi veriyor. Çok da faydası olmayan iki ameliyat geçiren Usa, günün her saatini ince ince planlamak zorunda:
7:30
Kalkıp giyinip kapıdan çıkamıyorum. Acı içindeysem ayağıma 15 dakika buz tutuyorum, sonra sağ ayağıma fazla basmamaya çalışarak garip bir şekilde duş alıyorum.
8:30
Ortotiklerim şık ayakkabılara asla sığmıyor. Tüm kıyafetlerimi çirkin ayakkabılara göre seçmek zorundayım, bu da bana sürekli hastalığımı hatırlatıyor. Çantamda her zaman çok rahat bir çift spor ayakkabı, cerrahi ayakkabı ve çok sayıda ağrı kesici taşıyorum.
11:30
Oturarak sunum yapma konusunda ustalaştım. Umarım müşterilerim beni tembel ve umursamaz değil, rahat biri olarak görüyordur.
sisteme yani beynin duygusal kontrol merkezine uğrayıp onu harekete geçiriyor. Limbik sistemin işi, her bir ağrıyı sınıflandırmak. Genellikle çoğu ağrı kötü şansa ya da aptallığa yoruluyor (ayak parmağını masaya çarpmak ya da çok ağır bir dambılı kaldırmaya çalışmak gibi).
Klimas, “Kronik sorunları olan kişilerde ise bu duygusal tepki, fiziksel tepki kadar aşırı duyarlıdır” diyor. Arkadaşlarının “Haydi, tembellik etme!” tarzı tepkileri, zaten uzun süredir ağrı çekmekte olan birini daha derin bir mutsuzluğa itebiliyor.
PLOS ONE dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, sosyal stres ve fiziksel işkence arasındaki bu bağ herkes için geçerli. Sadece, zaten hasta olanlarda daha şiddetli hissediliyor. Darnall, “Limbik sistemin endişe yaratmasının üstüne, duygusal stres kasların kasılmasına, damarların sıkışmasına ve kalp atışının hızlanmasına sebep olur.
Sonuç olarak daha fazla fiziksel acı çekersiniz” diye açıklıyor.
Acıyı HAFİFLETMEK
“Lisedeyken bir trafik kazası geçirdim. Araba dört takla attı, camdan dışarı fırladım; kalçam, leğen kemiğim ve sırt kemiğim kırıldı. Sonuçta bıraktığı ağrı bazen beni çok zayıf düşürse de, ben bundan ibaret değilim. Ağrım yokmuş gibi davranamıyorum ama sevdiğim aktivitelerden vazgeçmeyecek kadar da inatçıyım.”
Aslı Gömbeci, 28, İzmir sırt ağrısı
Acı veren, sadece başkalarının yargılayıcı davranışları olmayabilir. Sen de farkında olmadan kendine çok yükleniyor olabilirsin. Sürekli rahatsızlığın üzerine düşünmek ya da hastalığının hiç bitmeyeceği konusunda hayıflanmak, doktorların “felaketleştirme” dediği bir fenomenin oluşmasına sebep olabiliyor. Darnall, “Felaketleştirme yapıp yapmadığını anlamanın yolu, tedaviye ne kadar iyi tepki verdiğine bakmaktır” diyor.
Özetle, sürekli kötüyü düşünürsen iyileşme ihtimalin azalır. Bu durum özellikle, uzun süren ağrıların azalmasına yardımcı olan, ilaç içermeyen bütünleyici tedaviler için geçerli. Araştırmalar, düzenli akupunkturun kronik baş ağrısı ve bel ağrısını hafifletmeye yardımcı olduğunu gösteriyor. Diğer bazı araştırmalar, her çeşit kronik ağrıyı dindirmek için yoga, nöroterapi ve masaj terapisi yöntemlerinin mükemmel çözümler olduğunu ileri sürüyor.
(Aslı, çareyi nöromüsküler terapide bulmuş.)
Darnall, “Nasıl hissettiğini başkalarıyla paylaşmak hemen her zaman iyi bir fikirdir” diyor. Ama bunun bir kerelik bir konuşma olmayacağını unutma. İnsanlar acını göremediği için ne dediğini gerçekten kavramaları biraz zaman
alabilir. Elinden geldiğince detay vermeye çalış. Örneğin, “Bazen çok başım ağrıyor” yerine, “İki gün boyunca sürebilen ve sürekli yinelenen migren ağrılarım var” demen daha açıklayıcı olacak.
Durumu patronlara ya da iş arkadaşlarına açıklamak genel olarak tavsiye ediliyor ama bu hem iyi, hem de kötü olabilir. Bu tamamen kişisel ve genellikle sinir bozucu bir karar ama aynı zamanda şaşırtıcı derecede aydınlatıcı olabilir.
Bir de onlar açısından bak: Ne kadar acı içinde olduğunu meslektaşlarının bilmesinin ne kadar zor olduğunu fark ettiğinde, herhangi bir olumsuz ya da duyarsız yorumu savuşturman daha kolay olur.
Son olarak, herkesin kronik ağrısı farklı olsa da, ağrıdan şikâyetçi olan herkesin iyileşme yolunda atacağı ortak adımlar var. Bu adımlar bariz gözükebilir ama yine de çok önemli: Gecede en az sekiz saat uyu; somon ve yaban mersini gibi enflamasyonla savaşan besinler tüket ve stres seviyeni kontrol altında tutmak için elinden ne geliyorsa yap.
Hiçbir şey işe yaramadığında, Merve de tıpkı Aslı gibi ne yapabileceğine odaklanıyor. “Küme tipi baş ağrıları üzerine internette bir şeyler okuyup kendimi korkutarak çok zaman geçirdim” diyor. “Şimdi ağrı içinde olmadığım zamanlardan faydalanmaya çalışıyorum.”
KENDİNE YARDIMCI OL
Kronik ağrı vakalarındaki artış ile yanlış teşhisler de artıyor. Gerçekte neyin olduğunu anlamak için bu adımları takip et:
Bir ağrı günlüğü tut.
Baş ağrısı seni gece 01.00’de uyandırdıysa ve sonra 04.00’te yeniden uyandırdıysa, her seferinde 12 dakika sürdüyse, bunu not et. “Normalden daha fazla ağrıyor” demek pek yardımcı olmayacaktır.
Doğru uzmanı bul.
Doktor David Kloth, “Aile hekiminden çok memnun olabilirsin ama o, senin durumunla ilgili bir uzman olmayabilir” diyor. Bir ağrı uzmanına danışmalısın.
Başka bir doktora görün.
Doktorun teşhisten emin gözükmüyorsa ya da aceleye getirildiğini hissediyorsan, ikinci bir görüş almalısın.
Psikolojiyi hafifealma: Hisar Intercontinental Hospital iç Hastalıkları Bölümü Uzmanı Doktor Fatma Kural Aydın, yapılan testler sonucunda hiçbir nedene bağlanamayan ağrılarda, fiziksel belirtilerle kendisini gösteren depresyonun da dikkate alınması gerektiğini söylüyor. Hiçbir neden olmadan şiddetli ağrılar yaşıyorsan, uzman bir psikiyatristten destekalmayı düşünmelisin.
Sabırlı ol. insanlar hızlı cevaplar ve çözümler istediğinden, onlara yardımcı olacak doğru kişiyi bulmaktan çok (birden fazla doktora ya da terapiste ihtiyacın olabilir) tedaviye önem veriyor. Oysa sabırlı olmak, uzun süreli rahatlama için çok daha önemli.
13:00
İş yemeğine çıkmadan sormam gereken sorular var: Ne kadar yürüyeceğiz? Hemen oturacak mıyız? Bir yandan da “bunu başarabilirsin” diyerek kendimi cesaretlendiriyorum. Eğer ağrım çoksa, tuvalete gidip ayağımı ovuyor ve ağrı kesici alıyorum.
15:00
Yalan söylemekten çekinmiyorum. Başka bir yerin salatasını canımın çok çektiğini söyleyerek gideceğimiz mekânı değiştiriyorum, hâlbuki asıl sebep o mekânın kendi otoparkı olması.
19:00
Bazen dışarı çıkıyorum ama ayağımdaki ağrıdan başka bir şeye odaklanamıyorum. Eğer bir randevum varsa ve ağrı dayanılmazsa, cerrahi ayakkabımı giyiyorum. Böylece gece boyu bardan bara geçemeyeceğim ya da dolanamayacağım belli oluyor.
21:00
Dinlen, umudunu kaybetme, tekrar et. Ağrı çok şiddetliyse uyumamı engelleyebiliyor, bu da ertesi gün çok daha kötü olacağı anlamına geliyor. Bir an önce uyuyakalmayı diliyorum.