“İYİ YAŞAM” PASAPORTUN HAZIR!
Sitemize de yazılarıyla katkıda bulunan Diyetisyen Dilara Koçak, yepyeni bir kitapla karşımızda. Afiyetle Diyet Tarifleri, hem besinlerle ve doğru beslenmeyle ilgili kılavuz niteliğinde, hem de sağlıklı ve leziz tariflerle dopdolu.
İşini çok seven ve enerjisini yaptığı işlerden alan herkes gibi Diyetisyen Dilara Koçak’ın da gözlerinin içi gülüyor. Çok da heyecanlı çünkü geçirdiği yoğun sezonun ardından yeni kitabı Afiyetle Diyet Tarifleri raflardaki yerini aldı. Ben de kitabın lansman gününde onun heyecanına tanık olanlardan biriydim. Ardından, hemen o akşam kitabın sayfalarını çevirmeye başladım ve deneyeceğim tarifleri işaretledim. Motivasyon hikâyeleri, kulağına küpe olacak bilgiler, zaman kazandıracak ipuçları ve hemen denemek isteyeceğin birbirinden güzel tariflerle dolu, son derece keyifli bir kitap. Mutfağında bulunması gereken kitaplar arasında yerini almalı diyor ve seni söyleşimizle baş başa bırakıyorum.
Ben sizi ilk Atiyetle Diyet kitabınızla tanıdım. Ardından İyi Yaşam Günlüğü ve şimdi de Afiyetle Diyet Tarifleri. Kitaplarınızın ortak noktası ise diyet kelimesini sıkıcı olmaktan çıkarmaya ve aslında çok keyifli bir süreç hâline getirmeye yönelik olmaları. Diyet aslında nedir, ne değildir siz göre?
Güzel bir soru. Aldığım altı senelik eğitimle birlikte toplam 26 senedir içinde olduğum mesleğimin uzun bir süresinde, “diyet” kelimesinin yanlış algılandığını fark ettim. Fransızca’da “rejim, perhiz” anlamına gelen diyet, toplumumuzda bir hastalığı tedavi ya da korunma ve zayıflama amacı ile bazı yiyeceklerin kısıtlanması veya
miktarlarının ayarlanması ve zayıflama olarak algılandı. Böyle algılandığı için de, birçok kişi bozulan sağlığı nedeniyle çok büyük bedeller ödüyor. Aslında Latince’den Eski Yunanca’ya alınan “dieta”dan gelen diyetin anlamı “yaşam tarzı”dır. Diyet “yaşam tarzı” olarak algılandığında, zayıflamak da, sağlıklı ve dengeli beslenmek de, kilo korumak da aynı çatı altında toplanır. Sağlıklı beslenme mahrumiyetle, yasaklarla, iradeyle değil, “afiyet”le sağlanır. Arapça kökenli olan “afiyet” kelimesi, hasta olmama durumu, sağlık, esenlik anlamına geliyor. Bu yüzden ben diyet, yaşam tarzı ve iyilik hâlinin bütüncüllüğünden yola çıkarak yılından beri “iyi yaşam” kavramını kullanıyorum. “Afiyetle Diyet”i de iyi yaşam pasaportu olarak görüyorum.
İnsanların yemek yapmak için bulabildiği vakit gitgide azalıyor. Bulduğumuzda da en pratik ne varsa onu yapmak istiyoruz. Kitabınız biraz da bu ihtiyaca yönelik tarifler içeriyor, değil mi? Çok haklısınız, insanların sadece yemek yapmak değil, yemek yemek ve daha birçok şeyi yapmak için de zamanı yok. O nedenle pratik tarifler vermeye çalıştım. Ancak damak tadı benim önceliklerimden birisi; bu sebeple tariflerimin pratik olduğu kadar lezzetli, sağlıklı, doyurucu olmaları da aynı derecede önemliydi.
Sağlıklı bir mutfağın temelini atabilmek için, önceliğimiz planlamak mı olmalı?
Her başarı gibi, sağlıklı beslenme başarısı da planlamadan geçiyor. Diyetisyen eşliğinde olsun veya olmasın, her bireyin, ailenin bir beslenme programı olmasında fayda var. Alışveriş, ürünlerin hazırlanması, saklanması ve pişirilmesi bu plana bağlı yapılırsa, hem zaman, hem bütçe, hem de kiloda daha iyi sonuçlar elde edilir.
Kitabınızda ünlü isimlerden tarifler var. Bu isimlerin belirlenmesi ve tariflerin toparlanması nasıl oldu?
Kitapta ünlü isimler olduğu gibi öğrenci, ev hanımı, iş adamı, iş kadını gibi isimler de var. Ortak tek noktaları danışanım olmaları. Tariflerimden fayda gördükleri için deneyimlerini paylaşmaları beni çok mutlu etti. Bu kitabın ortaya çıkmasında okuyucularımın, TV programım “iyi Yaşam” seyircilerinin ve internet yolu ile iletişim kurarak tarif verdiğim takipçilerimin geribildirimleri de büyük katkı sağladı. “Afiyetle Diyet’ kitabımın sonuna eklediğim tarifler çok beğenilmişti. Ancak ben kendimi geliştirmeye karar verdim, en başta kendimin beğeneceği yeni tarifler yarattım ve bunları paylaşmak istedim.
Kitaptaki şu cümleye bayıldım: “Seniyıpratan önündeki dağ değil, ayakkabının içindeki kum tanesi…” Nedir o kum tanesi?
O kum tanesi, vazgeçme nedeni olan ve motivasyonunu düşüren bir bahane. Motivasyonunun düşmesi, vazgeçmenin nedenlerinden biri değil, tek neden. Bu, her gün tartılarak geçici bir ödem nedeni ile kilo veremediğini düşünmen de olabilir; yanında birkaç ceviz ya da fındık gibi kolay bir ara öğün taşımadığın için, kocaman bir keki bitirdikten sonra vicdan azabı çekmen de olabilir. Bir sonraki gün daha hafif yiyerek beslenme programı dengelenebilecekken, duyulan vicdan azabı vazgeçme nedeni gibi görülebiliyor. Yani, o kum tanesi kafamızda büyüttüğümüz endişeler, kaygılar. Ben artık biliyorum ki, kaygılandığımız, endişelendiğimiz şeylerin neredeyse çoğu hiçbir zaman gerçekleşmiyor. Biz olayları büyüterek kendimize büyük zarar veriyoruz. Atalarımız boşuna “her şey olacağına varır” ya da “su akar, yatağını bulur” dememiş…
Çok güzel bir cildiniz ve ışıldayan bir yüzünüz var. Bunun bütün sırrı iyi beslenmek mi, başka sırlarınız da var mı?
Güzel sözleriniz için teşekkür ediyorum. Sağlıklı ve dengeli beslenmek, çok su içmek tabii ki cilt ve ışıldayan bir yüz için çok önemli. Bir de manevi duygular var. Aklıma hemen gelenler kendimi sevmek ve sürekli geliştirmek, harika bir ailemin oluşu, sevmeyi ve sevilmeyi bilmek, çok çalıştığım işime emek vermek, hayatı ve insanlara yardım etmeyi sevmek, sağlıklı olduğum ve insanlığa yardım edebilecek enerjim olduğu için devamlı şükrederek, bana armağan edilen en değerli hazineyi, yaşamı kutsamak.
Bu kadar aktif bir sezonun ardından yeni projeleriniz var mı, yoksa şimdi bir dinlenme süreci mi gelecek?
Kısa bir dinlenme, tatil. Sonra yola devam. Yakında yeni projelerimi de paylaşacağım.
Dilara Koçak’tan Pratik Öneriler
Mutlaka bir alışveriş listesi yap. Listenin olabildiğince doğal olan, işlem görmemiş protein, karbonhidrat, et, balık, tavuk, süt, yoğurt, yumurta, peynir, sebze ve meyve (mevsime ait) gibi ürünleri içermesine dikkat et.
Alışverişe tok karnına çık. Aksi takdirde sadece aç olduğun için seni teşvik eden ürünleri alıp, sonradan çöpe atmak zorunda kalabilirsin. Ya da vicdan ve iradeni zorlarsın…
Ara öğünde neler yiyeceğini hatırla. Yoğun iş yaşamında yanında ceviz, fındık, badem gibi proteinleri taşırsan, ara öğünlerde sadece karbonhidrat tüketmek zorunda kalmazsın.
Etiketleri okuyarak alışveriş yap.
Ürünlerin son kullanma tarihlerini kontrol et.