Ayşe Orberk’in Mistik Evi

Dekorasyon

Çukurcuma’da, lise yıllarında her gün önünden geçtiğim üç katlı antikacı dükkanı benim için gizemli bir dünyayı temsil ediyordu. Kapısında hiçbir işaret yoktu ama camların ardından parlayan gümüşleri, şamdanların ve antika objelerin belli belirsiz yansımalarını hep görürdüm.

Bir gün cesaret edip içeri girdiğimde, mumlarıyla, şömine ve canlı çiçekleriyle sıcak bir eve benzeyen dükkanın sahibi Ayşe Orberk’le tanıştım. Peki, dekorasyonu ile beni bu kadar etkileyen Orberk nasıl bir evde yaşıyordu?

Evin terasında (üstte). Üzerinde gümüş aile yadigarı birçok objenin bulunduğu sehpa ressam Tayfun Erdoğmuş tasarımı, ipler ile sarkan kağıttan objeler ise Devran Mursaloğlu’na ait Bebek sırtlarındaki evin kapısından işte bu merakla giriyorum ve kendimi koyu renklerin, çiçek kokularının, fondaki caz müziğinin hakim olduğu salonda buluyorum. Baharı andıran bu kış gününde evin huzurlu ortamında, bahçeye açılan kapıların yanındaki oturma grubunda sohbet ediyoruz. Ayşe Orberk ve eşi Ahmet Bulut’un on yıl önce taşındığı bu evi tercih etmelerinin sebebi sahip olduğu konum, bahçesi, manzarası ve büyüklüğü. “Evin dekore edilmesi benim sorumluluğumda, keyfini beraber sürüyoruz, böyle bir denge oturttuk” diyor Ayşe Orberk. Dekorasyonun tek patronu olunca, seçimlerini de özgürce yapmış ve çok sevdiği koyu tonları perdelerde, halılar ve kumaşlarda birbirine uygun biçimde kullanmış.

moda-359

Mutfak masasının üzerinde gümüş kasede minik balkabakları (üstte sağda). Ayşe Orberk’in çeşitli antikacılardan topladığı fincan ve tabaklar, yerde karabağ halısı. Koltuk, arkadaşı Hakan Ezer’e ait (üstte). Günün telaşının ve hareketinin bittiği saatlerde ceviz şömine önünde kitap okumayı seviyor (altta sağda). Çanakkale ve Tokat yöresine ait küpler.

Evde bulunan iki şöminenin tüm yaşam alanlarının merkezinde bulunması dikkatimi çekiyor. İlki salona hakim büyük oturma grubunun ve duvarı boydan boya kaplayan ahşap kütüphanenin ortasında. Diğeriyse mutfaktaki yemek masasının yanında yer alıyor. Protokolden uzak samimi ve rahat yemek davetlerini tercih eden ev sahibi yemek masasını bu yüzden mutfakta konumlandırmış. Evde kaliteli vakit geçirmeyi, arkadaşlarım ağırlamayı seven Orberk, güzel perdeler, iyi bir halı ve doğru ışığın da önemini belirtiyor. “Yukarıdan aydınlatmayı sevmiyorum, mümkün olduğunca abajur ve yandan aydınlatmalar kullanmaya çalıştım” diyor. Dekorasyonun yanında iyi bir atmosferin yolunun güzel çiçekler, hep yanan mumlar ve güzel bir müzikten geçtiğini düşünüyor: “Hemen hemen bütün çiçekleri sevmekle beraber, beyaz casablanca lilyumlara zaafım var. Hem çok güzeller hem de nefis kokuyorlar. Ben büyük vazoda uzun çiçek severim, lilyumlar bu bakımdan da çok güzeller.”

moda-362

Evde sürekli bir hareket var. Bir şeyler ekleniyor, yenileniyor, bazen tamamen değişiyor, ev sahipleri ile o da yaşıyor. Dekorasyonda en çok aksesuarlara düşkün. “Tüm seyahatlerimden mutlaka eve bir şey alarak dönüyorum ve hatta bazen bunu abartıyorum” diyor. Şamdanlar, gümüş çatal bıçak takımları, şık vazolar, gümüş kül tablaları ve gümüş çerçeveler en sık gittiği Fransa’daki antikacılardan. Evin dekorasyonu Provence stiline yakın olduğu için Fransız orijinli eşyaları evine çok yakıştırıyor. Antika konusunda oldukça şanslı zira evdeki birçok parça ona ailesinden kalmış. Seyahatlerinden anılar, fotoğraflar ve antikalar ile evdeki parçalar tamamen farklı dönemlere ait olsalar da sahibinin dokunuşuyla muhteşem bir denge içinde.

Bugünün rahatlığını eskiyle karıştıran bu ev, sıcak ve şık bir his uyandırıyor. Gerçek anlamdaki lüksün ve konforun samimiyetten geçtiğinin bir kanıtı. Geleni önce çiçek kokularıyla mest ediyor, hoş sohbet ile içine çekiyor, ayrılırken üzerinizde hep geri dönmek isteyeceğiniz bir istek yaratıyor.

Yorum Yaz