Belçikalı tasarımcı Van Severen’in neredeyse kütlesizlik hissi veren hafiflikte ve alışmamış oran ve boyutlardaki masa, sandalye, dolap ya da kanepeleri her çağ ve her coğrafyayla sessizce bütünleşebilecek nitelikte, neredeyse sanal mobilyalar.
Van Severen, işlerinin keşişvari yalın çizgilerine rağmen, kendisinin de bu etiketi şiddetle reddettiği gibi, bir minimalist değil. Bunca hızlı değişimlerin yaşandığı bir dünyada sağlamlığı, kalıcılığı ve yetkin bir estetiği bulabilmek için maksimalist bir çabanın sonucunda ortaya çıkmış ürünlerin yaratıcısı tasarımcıyı başka herhangi bir sınıfa sokmak da hiç kolay değil. “Tasarım” sözcüğünü duyunca tüylerinin diken diken olduğunu
belirten tasarımcının hightech bir loft’a da, bir Ortaçağ kilisesine de, bir konferans salonuna da hiç yadgırganmadan zaman ve mekânı aşarak yerleşiveren mobilyaları arketipik olmanın peşinde de değiller. Bugüne aitler aslında; teknolojinin son yeniliklerini, son malzemeleri hiç de yadsımadan sonuna kadar kullanıyorlar; bugünü yansıtarak tüm zamanlara yayılıyorlar… Bu sıradışı sükunetteki, baktıkça azalan ama sağlam mobilyaların yaratıcısı Van Severen 1956 yılında
Belçika’nın Antwerp kentinde, sanatçı bir babanın çocuğu olarak doğdu: Tıpkı oğlu gibi, moda olanın dışında kalmayı başarmış Dan Van Severen’in… 1985’te mobilya tasarlamaya başlayan tasarımcı, 1987’de kendi atölyesini açarak, kendi tasarımlarını sınırlı sayıda olarak üretmeye başladı. Alışılmışın dışındaki oranları, boyutlarıyla dikkat çeken uzun masa tasarımcının masaları istenen boyutlarda yapılabiliyordu, ama en uzun versiyonunun 3.3 m olduğunu göz
önünde tutmak gerek dizileri tasarımcının ilk dönemini örnekleyen işler. Geniş bir yataylık duygusu uyandıran bu masaların törensellik ve bölünemezlik nitelikleri, Van Severen’in diğer mobilyalarının da karakteristikleri arasında. Bütünselliğin kendisi için vazgeçilmez bir izlek olduğunu belirten tasarımcının mobilyalarının bir özelliği de, kelimenin diğer çağrışımları bir yana, “alçak”, “yere yakın” olmaları. Yatay, yere yakın ve uzun bu ürünler alışılagelmiş oranların dışındalıklarıyla zamanı ve mekânı aşıyorlar belki de… Tasarımcı 1988’de tasarladığı masasıyla aynı tarihte bir sandalye çizdiğinde, bunu bir masayla birlikte bir takım olarak değil, tek başına bir parça olarak
tasarladı. 1988 sandalyesi Van Severen’in en kayda değer tasarımlarından biri. Paslanmaz çelik, deri ve kumaş gibi farklı malzemeleri bir araya getiren iskemle, rüzgârın etkisiyle deforme olmuş, kütlesiz ama yine de insanı sarıp sarmalıvereyen bir battaniye hissi uyandıran kare formuyla Van Severen’in tüm çalışmalarının bir özetiydi sanki… Geride kalan çelik ayakları gözükmeyen, havada asılı bir obje yanılsaması yaratan sandalye ve uzun, alçak masa dışında, 1988 Van Severen’in bir dolap da tasarladığı yıldır. 1840x800x330 mm boyutlarındaki alüminyum dolap, kapısız, açık bir tasarımdı. Yine kütlesizlik izlenimini veren bu dolap masa ve sandalyenin aksine bölünebilirlik özelliğini taşıyordu, yüksek bir diktörtgen form içindeki kare bölmeler istendiği gibi yerleştirilebiliyordu. Tasarımcının 1992 ve 1994 yıllarında tasarladığı diğer dolaplar da, bir dolap içinin bütünden ayrı ve bütünün içinde kalan bölmeleri üzerine geliştirilen tasarımlar. Van Severen’in kariyerinde dolap önemli bir yer tutuyor. Mimarlık öğrenimine başladıktan bir süre sonra kendini tamamen tasarımlarına vererek eğitimini yarım bırakan tasarımcının dolap üzerinde bir binaymışçasına çalışması, belki de aldığı eğitimden kaynaklanıyor.
Van Severen atölyesinde kendi elleriyle özel parçalar üretmeyi sürdürüyor, ama 1994’te seri üretim yönelik parçalar da yapmaya başladı. 2000x2000x350 mm boyutlarındaki 1991 tarihli alüminyum yivli dolap, aynı malzemeden tasarladığı 1994 tarihli televizyon sehpası, 1992 “A” masa ve sehpası, 1993 tarihli dolap seri üretime yönelik tasarımlara geçişinin öncüleri oldu. 1997’de tasarlanan “Mavi Bank” kanepesi ise tasarımcının ulaştığı doruk noktalarından biri. Yere değmiyormuşçasına hafif bu kanepe fosforlu yeşil ve beyaz versiyonlarıyla dikkat çekiyor.
Van Severen’in birlikte çalıştığı çok sayıdaki firma arasında Vitra ve Belçika kökenli Obumex sayılabilir. 1987’den bu yana iç dekorasyon çalışmalarını da sürdüren tasarımcı, ünlü mimar Rem Koolhas ile birlikte Paris’te Villa Dall’Ava (198990), Floirac Evi (199799), Porto Konser Salonu (1999) gibi projelerde çalıştı. Üzerinde çalıştığı son proje ise Fransa’da, Nîmes Pont du Gard’ın düzenlenmesi ve bahçe mobilyaları. Zamanın ötesine ulaşan mobilyalarıyla tasarım tarihindeki yerini alan tasarımcının Vitra firması tarafından üretilen örneklerini Mozaik’te bulabilirsiniz.
1 1997 tarihli “Biue Bench”. 2 Vitra için 1999’da tasarlanan “Chair .03.”. 3 Ahşap masa, 1998.
4 Alçak sandalye, 1993. 5 “04” sandalyenin kolçaklı versiyonu. 6 Tek kayar kapılı dolap, 1993.
7 “04” ofis sandalyesi. 8 Vitra için tasarlanan “MVS Chaise”.
Yoksa salonun bir köşesinde bağdaş kurmuş, size gülümseyen bir Buda’yı mı tercih edersiniz? Çin’in en kapsamlı dekoratif elişi malzemesi satıcısı, bütün bu egzotik eşyaları online olarak size sunabilmek için kolları sıvamış. Son zamanlarda dilden dile dolaşan, hakkında kitaplar ve köşe yazıları yazılan meşhur “Feng Shui” prensiplerine uygun ürünler sunan firma, Çin kaligrafisinden yörenin tipik yağlıboya tablolarına çeşitli dekorasyon malzemeleri de satıyor. Site henüz bitmiş değil, kataloglardaki malzemeyi yeni yeni yüklemekteler. Ama şimdiden onlarla iletişime geçmek, fikir almak, bilgi edinmek ve alışveriş yapmak mümkün.
furniture Muller Van Severen
Mocha Fashion: April
furniture Muller Van Severen
Mocha Fashion: April
Mocha Fashion: Muller Van Severen mobilya koleksiyonu
Leather Lounge Chair LL 04′ van Maarten van Severen – Like Pastoe …
Kartell Mobilya Üreticisi İtalya woont – love your home
Yılın Mobilya Tasarımı Dekorasyon Çözümleri Ev Dekorasyonları