Çok farklı, çok doğal ve çok gerçek… Uttu markasının tasarımcısı Gökçe Çıbık’tan bahsediyorum. Müzik ve hayvanlar olmadan yaşayamayan, toplu taşıma kullanan, en sevdiği meyve nektar ve karpuz, en sevdiği renk lacivert olan rahat biri olarak tanımlıyor kendini Gökçe ve daha ilk cümlede samimiyetini hissettiriyor. Aslında mimarlık yapıyorsun, tasarımcı “olmaya” bir marka kurmaya nasıl karar verdin? Evet mimarlık mezunuyum ve bir süre mimarlık yaptım. Kesip biçerek, resim yaparak büyüdüm. Benden bu işlerin dışında bir şey olmazdı zaten sanırım ) Fen lisesi mezunuyum, sayısalcı olduğum için bu yolun yolcusu olarak mimarlığı seçtim. Çok severek okudum. Tasarım zaten bir sürü disiplinde var, ölçek farklı. Modaya olan ilgim merakım sonunda moda tasarımı eğitimi almama yönlendirdi beni. Lasalle akademide programlara katıldım ve akabinde Uttu’yu kurdum. İki sene önce markanı ilk kurduğunda geri dönüşlerin bu kadar hızlı “olacağını” tahmin ediyor muydun? Senin için nasıl bir süreçti? Açıkçası etmiyordum! Kendimi bu konuda telkin ederek başladım biraz.
Bir süre geri dönüş alamayabilirsin, buna hazırlıklı mısın gibi şeyler geçti hep zihnimden. Bebek adımlarıyla başladım zaten. Az sayıda parçalar, minik bir ofis. Hala aynı yerdeyim gerçi! Markanın adı neden “Uttu” diye soracak olsam ne yanıt verirdin? Marka ismi arayışı meşakatli bir süreçti. Kendi ismim ile çıkmamakta çok kararlıydım. Farklı konuda birçok kitap, dergi karıştırdım, nereden ne bulurum diye. Sonunda bir gün, mitoloji kitaplarından birinde karşılaştım Uttu ile. Sümer mitolojisinde dokuma ve örgü tanrıçasıymış Uttu! Tek bir cümlede geçiyordu ve daha önce ben de duymamıştım. Okuyunca tamam dedim, işte bu. Sonra da isim hakkı, patent başvuru sürecini başlattım hemen. Koleksiyonlarının isimleri, çekimleri, yansıttığın duruş çok farklı. “Olmak” istediğin nokta neresi? Bu noktaya ulaştın mı? Teşekkür ederim! Uttu, yurtdışında görünür ve alınabilir olsun istiyorum.
Bireysel gönderimlerin dışında, belli noktalara, farklı ülkelere gitsin ve daha çok insanla tanışalım, hikayelerimizi paylaşalım istiyorum. Uttu sayesinde bir sürü insanla tanışmak çok keyifli açıkçası. Henüz istediğim noktaya ulaşmak için yolum var, ama ilk koleksiyonla gerek ABD’de gerek Avustralya’da birçok farklı derginin, bloggerın, konsept mağazanın dikkatini çekti Uttu. Bu gelişmeler de tabi ki başlangıç için çok önemli ve mutluluk verici. Daha da güzel gelişmelerle bu yolda ilerlemek hedefindeyim. Kent Sakinleri ve ardından Tanıdık Geldiniz… Hep samimi bir his yaratıyor “olmak” hedefinde misin? Aynen öyle! Şöyle ki, yapay olmayan, gerçek ilişkiler insanı olduğumdan belki de. Kulağa çok klişe geliyor olabilir ama tasarımcı ve tasarımların erişilebilir olmaktan uzak olduğu, sadece belli bir kitleye hitap eder hale geldiği bu camiada olabildiğince her kesime hitap edebilir olmak bu gerçekliği gerektiriyor bana göre. Bunu başardığıma inanıyorum, Uttu severlerden aldığım geri dönüşler istediğim samimiyetin onlara geçtiğini gösteren ve beni çok mutlu eden geri dönüşler. İlk tanıştığımızda yeni evlenmiş, sonra da bebeğiyle ziyarete gelenler, birbirimize şarkılar gönderdiğimiz mail yazışmaları, beni kendi ülkelerine davet edenler… Çok güzel deneyimlerim oldu. Kent sakinleriyle gerek Türkiye’de gerek dünyada birçok derginin, gazetenin, bloggerın dikkatini çekmiş “olmak” nasıl bir his? İyi hissettiren bir his, gerçekten iyi hissettiren bir his. Bir markanın bilinirliği yolunda en önemli mecralar özellikle bloglar günümüzde.
Gazete ve dergilerin de uttu ile ilgilenmesi, fena iş çıkarmamışım sanırım diye keyiflendiriyor insanı. Bir işin insanın kendi içine sinmesi en önemli mevzu. Tasarım çok göreceli bir konu, kimisi nefret eder kimisi bayılır. Bu noktada insanların ilgisini çekmiş olmak, takdir edilmek mutlu ediyor beni. Bunu ‘Tanıdık Geldiniz” ile tekrar yakalamaya “olan” inancın nedir? Açıkçası ülkemizde ve dünyada gittikçe artan sorunlar, her gün daha da kötüye giden hayatlar, bu konulardan kopuk yaşayamayan bir insan olarak, hayata dair sürekli düşündürüyor beni. Bazen çoğu şeye inancımı yitirecek gibi olsam da, sonunda Uttu’ya tutunuyorum. Umuyorum ki çok daha iyi yerlere getirebilirim Uttu’yu, yepyeni koleksiyonlarla. Her parçanın seri üretimle yüzlerce adet üretildiği bu hızlı tüketim dünyasında, her detayıyla ayrı şaşırtan, ve ayrı ayrı isimlerle adlandırılan bir koleksiyon yaratmış “olman” çok etkileyici. Sen bu durumu nasıl yorumluyorsun? Tüketim çılgınlığı her alanda var ve gitgide çığırından çıkar bir hal ald bana göre.
Anlık, özensiz, bazen neden aldıklarını bile bilmedikleri şeyleri satın alıyor insanlar, yani bu düzene talep çok. Trendlerden uzak, zamansız, dolabınızda olmasından keyif duyacağınız kıyafetler tasarlamaya çalışıyorum. Daha yavaş ve sakin, daha özenli ilerlemeye çalışıyorum çünkü biliyorum ki kıymetli olan bu. Ulaşılabilir, giyilebilir ve tamamen doğal kumaşlarla hazırlanan fakat farklılığı detaylarda yakaladığın, her şeyiyle bizzat uğraştığın bir marka ile Nylon Mag’in dahi ilgisini çektin. Bu aslında yeni marka yaratmak isteyen, hangi yolda ilerleyeceğine karar veremeyen, çok sıradan olan şeyleri yeni bir marka altında tekrar yapıp tasarım “olduğu” için yüksek fiyatlaya satanlara güzel bir örnek! Çizgiyi doğru belirlemek bu aşamada ilk yapılması gereken şey öyle değil mi? Kesinlikle öyle. Bence en önemli şeylerden biri marka kimliği ve markanın hikayesi. Belli bir karakteri olmalı bir markanın, logo bile insanda bir algı oluşturuyor. Çekimler, metinler.. Tasarımlar zaten bu hikaye ile ortaya çıkıyor. Zaman geçtikçe ve daha çok deneyim edindikçe tasarımların dili daha çok oturuyor, insanın kendini zamanla geliştirmesi gibi.
Dünyada en bilinir ve takip edilen markaların geçmişlerine baktığınızda tasarımları ve markanın simgeleri zamanla yerleşmiş. Suna, Neva, Peri. Bize onları nasıl tanıtacak “olsan” nereden başlardın? Detaycı kızlar olduklarını söylerdim önce! ) Rahat ama sakin, gürültüsüz, göze çarpan ama buradayım diye bağırmayan kızlar diyebilirim. Onların hayatına dahil “olmak” isteyen kadını nasıl tanımlarsın? Özenli, detaycı, farkındalığı olan, eğlenceli kadınlar hayal ediyorum ) Sana ilham “olan” detaylar neler? En çok müzik galiba. Görsel bir alan olmamasına rağmen.. Sinema tabii ki. Yani bu öyle bir şey ki, bazen yolda gördüğünüz bir teyzenin hırkası, amcanın renkleri kullanışı bile insana yeni fikirler verebiliyor. Stil sahibi “olmak”.? Stil sahibi olmaya çalışmamaktan geçiyor bence ) Sizin için simgesel parçalar ve renkler vardır ve bu eksende seçimler yaparsınız. Bu demek değil ki hiç farklı ve alakasız şeyler giymesin insan. Ama dönemlik değişimlere ayak uydurabildiği gibi aslında daha ziyade bunlardan uzak duran kişidir stil sahibi bana göre. Yani kapı yine trend mevzusuna çıkıyor galiba. Moda kurbanı olmamak.? Moda kurbanı olmamak. Ortada çok fazla ve herkeste olan şeylerden uzak durmak. Sonra şahane bir elbise seçmiş olabilirsiniz mesela, ama aynı zamanda seçtiğiniz bir ayakkabı elbiseye yazık edebilir. Doğal olmak ve kendi yolunu bulmaya çalışmak, bulmak galiba. Onun dışında başlarda söylediğim gibi, görsellik çok göreceli bir durum.U Herkes gibi görünmek istemeyen, kendine ait bir tarzı olan ve ne istediğini bilen kadınlar benim hayalimden çıkıp çizgilerimle buluşuyor.
Beğendiğiniz modacılar kimlerdir? Altuzarra, Barbara Bui, Donna Karan, RiccardoTisci, OlivierRousteing… Türkiye’de sanat ve cemiyet hayatında kimlerin tarzını beğeniyorsunuz? Ece Sükan ve Ezgi İçel tarzlarıyla fark yaratan, duruşları ve seçimleriyle hemen kendini gösteren kadınların başında geliyor. Sizi ne zaman İstanbul Moda Haftasında göreceğiz? Önümüzdeki dönemlerde katılmayı düşünüyoruz. Genç tasarımcılar için inanılmaz bir platform olduğunu ve markamın büyümesi için çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Yaz sezonunda bizleri neler bekliyor? Siz nasıl bir koleksiyon hazırladınız? Bu sezonun önemli trendlerinden; açık omuzlar, geniş ve kabarık kollar, püsküller ve hareketli kesimlere benim koleksiyonumda rastlayabilirsiniz.
Dış giyimin yanında mayo tasarladığınızı da biliyoruz. 2 koleksiyon birden çıkarmak zor olmuyor mu? Oldukça yorucu ve zor oluyor. Ama tasarım yapmak hayal ettiğim şeyleri hayata geçirmek beni o kadar çok heyecanlandırıyor ki sonuç çıktığında koleksiyonlar bittiğinde yaşadığım mutluluk her Müthiş bir yetenek, moda dünyasına şeye değer birbirinden farklı tasarımlarıyla hızlı bir uluslararası platformda tanınmak giriş yaptı! Ağırlıklı olarak deri ile harikalar iÇin çalışmalarınız var mı? yaratan, bunun yanı sıra mayo tasarımcısı olarak da farklı ve kullanışlı çizgileriyle buluştuğumuz Ceren Ocak, emin adımlarla moda dünyasında ilerliyor…