Aslı Tandoğan’ı insanlara sorduğumda herkesin önce yüzüne büyük bir gülümseme yerleşiyor. Sonra onun ne kadar tatlı olduğunu anlatmaya başlıyorlar. Bu insanların çoğu Aslı’yı sadece televizyondan tanıyor. Duru yüzü insanların içindeki saflık arayışını karşılıyor. Bu cildin arkasında hiçbir kozmetik ürünü yok. Bütün vücuduna, saçına hindistan cevizi yağı sürüyor mesela. Ama doğallık meselesine sadece buradan yaklaşmıyor. Aslı bambaşka ihtiyaçlarımızı gidermeye çalışıyor. İnsanlık olarak eksikliklerimizi hatta. Kadın hakları, engelli hakları, hayvan hakları, çocuk hakları için aktif olarak sahada. İnsanların bilinçlenmesi, bu konuda sadece fikir üretmek ve sosyal sorumluluk projelerine katılmanın dışında mesleğini de bu alanda kullanarak yapmamız gerekenin altını çiziyor.
Oğlu Atlas daha çok küçük. Ve Aslı ona olan bütün sorumluluklarını yerine getirirken bu işlerin de peşini bırakmıyor. Yani isterseniz her şeye vakit bulabilirsiniz, diyor sanki. Farkında değiliz ama bu duyarlılıklara sahip olmak hepimizin ihtiyacı. Aslı Tandoğan bunun bulaşıcı olduğunu düşünüyor. Bu röportajı okuyan birilerinin de ondan etkilenip harekete geçeceğine emin!
Melek ile Serhat iki MS (Multiple Skleroz) hastasının hikayesiydi. Birbirlerinden hastalıklarını saklayan iki hasta hatta. Bu konuda duyarlılığımızı hastaların bile bunu birbirinden saklaması üzerine kurmalıyız? İnsanların bu konuda açık olması için hangi adımlar atılmalı?
Doğaldır ki insan, olayları, yaşadıkları ve bildikleri kadar değerlendirebiliyor. Bilmediği şeylerden korkuyor ve ürküyor, bu noktada ne kadar çok şey bilirsek, okursak, öğrenirsek hayata daha farklı yönlerden bakabiliriz, bu da dünyayı daha yaşanılabilir bir yer yapmak için adımlardan biri olabilir. Bilmediğimiz konular hakkında fikir beyan etmek yerine bilmediğimizi kabul edip araştırmalıyız. Bunun için özveri şart. Dünya kocaman bir bahçe, onun sağlıklı ve güzel bir bahçe olması için özenle tek tek her çiçeğe bakmak, vakit ayırmak ve en önemlisi sevmek gerekir.
Bende bu bağlamda toplum bilincini arttırıcı, insanlara faydamın olabileceği projelerde yer almaya gayret gösteriyorum.
Nasıl hazırlandın Melek karakterine?
Proje geldiğinde MS’le ilgili neredeyse hiçbir şey bilmiyorudum. Kulaktan dolma bilgilerimin de birçoğunun yanlış olduğunu sonradan öğrendim. Projeye hazırlanmak için bol bol okudum, videolar seyrettim, MS’lilerle ve uzman doktorlarla buluşup rahatsızlıkları ve yaşadıkları problemlerle ilgili sohbet ettim. Senaryo MS’lilerin başlarına gelen gerçek olaylardan derlenip esprili bir şekilde kaleme alınmış. Elbette bu olaylar MS hastaları ve yakınlarının yaşadıkları tatsız, kalp kırıcı ve üzücü olaylardan derlenmiş. Melek ile Serhat mini bir diziydi ve istediğimiz mesajı verdik.
“Bilmediğimiz konular hakkında fikir beyan etmek yerine, bilmediğimizi kabul edip araştırmalıyız.”
Kadın hakları, hayvan hakları, engelli hakları, Hayaller Gerçek Olsa projesi, Kürkünü Çıkar, Geleceğe Işık Tut… Adını birçok sosyal sorumlulukta daha duyuyoruz. Neler yapıyorsun? Bizi biraz bilinçlendirir misin? Bir insanın sosyal sorumluluk adına yapabileceği en basit adım nedir?
Dumanla haberleşme seviyesinden bir haber için bazen aylarca at üzerinde koşturan ulaklardan sonra şimdi de sosyal medya sayesinde insanoğlunun elinde fikrini neredeyse düşündüğü anda, milyonlara ulaştırabileceği bir güç var. Ancak haberdar olmak yetmiyor. Durum üzerine birilerinin harekete geçmesi gerekli. Oturduğum yerden iyilik yapıyorum düşüncesi insanlarda aynı zamanda bir rehavet ortamı da yaratıyor. Çözümden uzaklaştırıyor. Ekran başında kahraman olmak yalnızca Matrix de yaşanıyor. Gerçekten yararlı olabilmek için harekete geçmeli, elimizi gerçek anlamda taşın altına koymalıyız.
Duyarlı olmak bütün insanların görevi aslında. Ancak bu eylemi profesyonelce taşımak başka bir şey. Seni bu yola iten neydi? Eminim bu bilince ulaşmanı sağlayan bir anın vardır.
Bana göre duyarlı olmak düşünceden değil harekete geçmekle alakalı bir konu. Herkesin içinde iyilik yapmak, kendi çıkarına olmayan bir fayda sağlamak vardır. Ama herkes bu düşünceyi hayata geçirecek bir fırsat bulamaz. Belki de harekete geçmek için doğru bir kanal ya da kendilerine uygun bir
“Mümkün olduğunca huzurlu ve sakin mekanlarda bulunuyorum, pozitif ve duyarlı insanlarla hayatımı geçirmeye özen gösteriyorum.”
yol arkadaşı bulamamış olabilirler. Ben iyilik yapmanın bulaşıcı olduğunu düşünüyorum.
Bu röportajı okuduklarında ilham alıp bir çocuğu mutlu edebilir, yardıma muhtaçı birine kol kanat gerebilir ya da mutsuz birini sevindirebilirler. Bunun için üşenmeden ayağa kalkıp “sonra yaparım” mantığını bir kenara bırakmalıyız.
Biraz annelik hakkında konuşalım. Proje çocuk annelerinden misin yoksa çocuğu yönelimleri, yetenekleri konusunda özgür mü olacaksın?
Atlas henüz 19 aylık, illerleyen yılların ne getireceğini bilemiyorum. Ve böyle düşünüyorsam sanırım proje annesi değilim. Ben oğlumun fikri, vicdanı, irfanı hür yetişmesini istiyorum. Okumayı ve sanatı seven, meraklı, sportmen bir çocuk olması için elimden geleni yapacağım. Elbette ruhu ve karakteri onun nasıl bir insan olacağını belirleyecek. Bunun evrimini izlemek de annelere verilmiş bir hediye bence.
İkinci çocuk konusunda sıcaksın. Annelikle kadınlığı nerede bağdaştırıyorsun? Annelik içgüdüsü sadece doğurmakla alakalı olamaz değil mi? Dünyaya bir şey getirme dürtüsü diyebilir miyiz?
Bir tek nedeni olamayacak kadar geniş bir bağ ve sevgi benim için. Saf bir zihnin öğrenmesine sahitlik etmek, bilmediğim duygular hissetmek onunla öğrenmek ve güzelliklerle dolu bir ruha yoldaşlık etmek aslında güzel olan.
Her kadın anne olmalı mı sence?
Çocuk sahibi olmanın güzellikleri kadar sorumlulukları da saymakla bitmez. Ama her kadının hayattan bekledikleri, istedikleri farklıdır, bu her kadının kişisel tercihidir.
Televizyona ara veriyorsun. Seni ekrana küçük ziyaretlerinde görüyoruz. Yeni sezonda seni sinema, televizyon, tiyatro vs nasıl projelerde göreceğiz?
Atlas hayatıma girdiğinden beri sinema filmi ve birkaç dizide konuk oyunculuk yaptım. Açıkçası uzun soluklu bir şey yapmak istemedim. Oğlum çok küçük ve ben bu süreçte onun yanında olmayı tercih ettim.
Ama artık ekrana dönmemin zamanı geldi. Bir şeyler planlıyoruz.
Genelde iyi, temiz kızı canlandırıyorsun. Özellikle televizyonda. Tam tersi bir rol gelde kabul eder misin? Kabul edeceğin bu rolü düşündüğünde, ekranda ne kadar değişebilirsin?
Profesyonel bir oyuncu olarak inandığım projede her türlü rolü kabul edebilirim. Rolleri de iyi ve kötü olarak ayırmamak gerektiğini düşünüyorum. İyi yazılmış, derinliği olan rollerde kötü denilen karakterin kendi içinde bir tutarlılığı ve neden sonuç ilişkisi olmalıdır. Eğer bu şekilde bir rolü oynamak istersem rol beni nereye götürüyorsa o kadar değişebiilrim.
Hayatımız bir yandan kolaylaşıyor, istediğimiz şeylere ulaşmamız daha basit ancak stres faktörlerimiz de artıyor. Senin bu negatif faktörlerle baş etme yöntemin nedir?
Ben bunun için şehirden uzakta oturmayı tercih ettim. Belki uzak olmanın zorlukları var ama köyde yaşamak insana dinginlik veriyor. Doğayla iç içe olmak beni mutlu ediyor. Küçük bir sebze bahçem var. Atlas’la bahçede bol bol vakit geçiriyorum. Mümkün olduğunca huzurlu ve sakin mekanlarda bulunuyor, pozitif ve duyarlı insanlarla hayatımı geçirmeye özen gösteriyorum.