Hemen hüzünlenmeyin. Yaz sonrası, kış öncesi bu en güzel ara dönemi hayatımızı, gardıroplarımızı, stilimizi ve hayallerimizi yenilemek ve henüz görmediğimiz yerlere seyahat etmek için fırsat bilebiliriz.
24 yaşındaki stil ikonu Jeanne Damas’la çok özel bir 3K MODA çekiminde buluşup stil ‘sırlarını” öğrendik.
Büyük beden bürümcük bluz, MANGO. Yüksek bel şort, SANDRO. “Amulette” kolye, CARTIER. Ç ivili sandalet, BIRKENSTOCK.
Stil ikonu Jeanne Damas cezbedici detaylar, fotoğraf, sinema, moda, yeni projeler hakkında konuşmak ve 3K MODA çekimi için Ispanya’nın seksi şehri Madrid’i ziyaret ediyor. Her adımı Fransız tadında.
Caroline de Maigret, “How to Be Parisian Wherever You Are” isimli kitabında Jeanne Damas’a yer verdiyse demek ki bildiği bir şey var. Onu görür görmez yüksek bel jean trendinin aklımızdan geçme nedenlerinden birkaçını sıralayalım: 24 yaşında kendine has duruşuyla (gardırobunda 200’den fazla pantolonu olduğunu itiraf ediyor) pek çok kadını özendiren Parizyen cazibesi, onu mükemmel Fransız büyüsünün vücut bulmuş haline getiren 70’lerin Jane Birkin, Charlotte Gainsbourg ve Lou Doillon arası karizmatik tarzı, Mont Blanc’a tırmanırken dedesinin giydiği kışlık ceketi (anı taşıyan kıyafetleri çok seviyor), minimal bir çanta, (koleksiyonunu yaptığı) 70’ler havası taşıyan topuklu botları.
İÇGUDU MESELESİ
Kendi Instagram hesabında (@jeannedamas) ve 15 yaşında açtığı, takipçilerine şahsi günlük yaşam şeklini yansıttığı sahneleri içeren online günlüğünde (jeannedamas.tumblr.com) hayatından daha özel anlar görülebilir. Damas, “Burada tecrübelerimi yansıtıyorum ve fotoğraflar aracılığıyla bakış açımı insanlara gösteriyorum. Böylece hayatı benim gözlerimden inceleyebilirler. Paylaşımlarımın hepsi tamamen içgüdüsel” diyor.
Eğlenmek için Mango’nun hitleri ve kendi stilinden parçaları bir araya getirdikleri koleksiyonu anlatıyor: “Maskülen dokunuşlara sahip feminen ve aynı zamanda şık, kolay, sezona uygun ve kesinlikle 70’ler havası taşıyan bir stil olarak tarif edebilirim. Çok Jane Birkin… Zaten benim hep kullandığım gömlekler (elbiselerin üstüne tercih ediyorum) ve aynı zamanda biraz Charlotte Gainsbourg; yani her gün giyilebilecek şeyler. Sana uygun olanı bulduğunda elinin altında tutmalısın. Giyinmek bir duruş meselesidir.” Bu nedenle gardırobundan maskülen blazer’lar, yağmurluk ve topuklu ayakkabılar eksik olmuyor. Damas, “Onlara tapıyorum” diyor, özellikle bu son sezondakilerden bahsederken: “Yüksek ya da alçak topuklu fark etmez; jean pantolon ve tişört gibi sade ikiliyi şık hale getirmek için güzel bir ayakkabı yeterlidir.”
Yeni sezonda jeanler, Mango’nun olmazsa olmaz parçaları: “Basic’lerine bayılıyorum. Kişilikli, fazla moda olmayan giysiler ve tarzıma çok uyuyorlar. İpli ve beyaz olanları gözüme kestirdim. Çok efil efil ve beni çok anlatıyor. Tam bir Birkin (gülüyor). Yaz bitmeden bu tonlarda ve topuklu veya açık bir ayakkabıyla giymek en şık seçenek.”
ÖZEL SEÇİMLER
Boho tarzı geniş elbiseler, denizci bermudalar, İbiza tarzı üstler, Akdeniz tadında gömlekler. “Beyaz yarı transparan gömleği” seçiyor: “En sevdiğim. Bunu mini şortla, jean de olabilir ya da sıcak havalarda tamamen çıplak tene giymeyi düşündüm! Neden olmasın?” Gardırobundaki İspanya’da üretilmiş parçalar A.P.C., Courreges, Vanessa Seward ve Rouje imzalarını taşıyor. “Rouge, en sevdiğim ruj rengi. İçindeki G’yi Jeanne’nin J’siyle değiştirince ortaya çıktı” diye anlatıyor. Çok Parizyen bir tarz: “Sokakta gezen insanlardan ilham alıyorum; annemden, arkadaşlarımdan. evet, gerçek modeller onlar.”
Damas’ın tutkularından biri de iş ya da eğlence amaçlı seyahatler. Tokyo en ilgisini çeken şehir ama Ciudad de la Luz hala özel kalmayı sürdürüyor. “Orada evdeymiş gibi hissediyorum. Bu yüzden bir süre sonra mutlaka oraya dönmeye can atıyorum. Işıklarına bayılıyorum; mimarisine, insanlarına. Muhteşem bir kent. 20 yıldır Le Marais Mahallesi yakınında yaşıyorum: çok sakin ve aynı zamanda çok cool. Ama şu sıra değişiklik yapıp Pigalle veya Avenue Montaigne’e taşınmayı düşünüyorum.
Daha çok gürültü ve insan arıyorum.”
Kaybolmak ve Clown Bar veya babamın restoranı olan Chez Phi-lou’ye yemeye gitmek. Bir şeyler içmek için Aux Deux Amis veya La Pointe du Grouin’i tavsiye ederim. Ve Marche d’Aligre pazarı, pazar günleri bir şeyler atıştırmak için mükemmel.”
Jeanne Damas, uzun süren akşam yemeklerini ve arkadaşlarıyla restoranlarda vakit geçirmeyi çok sevse de yalnızlığın yeri onda ayrı. “Kendi kendime bir şeyler yapmanın tadını çıkarıyorum. Mesela etrafımdaki objelerin veya gezdiğim yerlerin fotoğrafını çekmek gibi. Farklı tecrübeler yaşamaktan hoşlanıyorum. Profesyonel anlamda da bu böyle. Bu nedenle yönetmen Guillaume Canet ve ‘La Vie en Rose’ filminin başrol oyuncusu hayat arkadaşı Marion Cotillard’la ‘Rock’n’Roll’ ve Charles Gue-rin Surville’le ‘La Sincerite’ filmini çektik.” Bu muhteşem sanatçıların yanında bu kadar becerikli görünmeyi nasıl başardığını soruyoruz. “Yani, bilmiyorum! (gülüyor) Bence işin sırrı doğallık ve spontan, yani kendin olmakta yatıyor.”
JEANNE’IN EN GÖZDE PARİS ADRESLERİ
“Yasmine Eslami iç çamaşırı dükkanında ve La Mode Vintage’da en iyi ikinci el kıyafetleri buluyorum. En sevdiğim şey Saint-Germen’de yukarıdan aşağı doğru yürüyerek kitapçılarda
“BEN BLOGGER DEĞİLİM; KENDİMİ EĞLENDİRMEK İÇİN SEYAHAT ETMEYİ VE BANA İLHAM VEREN ŞEYLERİN FOTOĞRAFINI ÇEKMEYİ SEVİYORUM”