BU KONSERLERE SEN GİTMEZSEN BEN GİTMEZSEM KİM GİDECEK?
Konserleri ve kulüpleri bir kenara atıp, hayatı dev bir ev partisine çevirdik ama böyle giderse yakında elimizde sadece ev partileri kalacak. Köprüden son çıkış: dışarı çıkmak. doğu orcan
Fred Wesley’nin ikonik disco parçası House Party’nin nasıl bir yokluktan çıktığı aşikar; sinemaya gitmek için parası yok, diskoteke gitse kıyafeti yok… Bu durumda Wesley ne yapıyor? Müzik setini köklüyor, herkesi arıyor, alkol ve arkadaş bağlayın bana gelin diye sıkı sıkı tembihlerde bulunuyor ve komşuları galeyana getirecek, ertesi gün gidilecek işi iptal edecek olayları geliştiriyor. Peki var mı güzel bir ev partisiyle güreşse alabilecek bir cengaver? Yok. Fakat gelin görün ki bizim coğrafyada güzel ev partileri de pek olmuyor. Çok ev partisine gitmeyenler, bilmeyenler, bilmediğimiz yerden sordun diyenlere özet geçmem gerekirse, pek sıkıcı jenerik bir iki Boiler Room seti, Yugoslavya’nın dağılmasıyla ortaya çıkan enteresan isimli ülkelerin daha enteresan isimli politikacılarının adlarına benzeyen markalı votkalar ve genelde yalandan yurt dışına taşınma planlarının döndüğü muhabbetleri alın çarpıştırın, işte size averaj bir ev partisi.
“Kim çalıyor bilmeden festivale gidelim, zaten fotoğraf koymaya gidiyoruz.” mantığının öncüleri Coachella’yı bu sene de tavaf etti.
Ev partilerini gömme faslımız kapandıysa, gelin çılgın genellemelerle ev partilerinin değişilmez ikilisi olan Burak ve Rüya’ya da bir göz atalım. Burak 24 yaşlarında, iki sene öncesine kadar onbaşı gibi her sabah traş olan delikanlı, artık modası ufak şehirlerimizde bile tükeneli birkaç sene olan garip sakalıyla geziyor. Aylık tıklanması 87 civarında olan bir müzik blogunda üşenmezse arada bir yazıyor, bu vesileyle sold out olmasının imkanı olmayan konserlere guestlist adı altında bedava girebiliyor. Genelde çalan müziğe söylenip Berlin’i övüyor fakat müzik bilgisi de yok gibi bir şey. Boiler Room’un en çok dinlenen 4 setine hakim, o kadar. Rüya da Burak gibi paramparça bir kişiliğe sahip, öncelikle Rüya’nın iPhone’u sanırız aldığı günden beri kırık ve bu kırık ekrandan Enigma çözen gözleri sayesinde arkadaşlarına ışık hızında attığı Whatsapp mesajlarıyla bir nevi şehrin indirimdeki gece hayatına yön veriyor, mesajlarından birkaçı: “guestlIst vermeyenler ölsün”
Burak ve Rüya, genellemeler evreninde İstanbul’da dışarıya çıkmadan eğlenen gençliğin özeti olabilir. Zorlu PSM, Salon IKSV ve Babylon nokta atışı booking’leri ile ölü taklidi yapmaya çalışan İstanbul’a kültür sanat kanı pompalarken siz siz olun Burak ve Rüya gibi olmayın, konserlere gidin ve bir şeyler yaratın ki kendi müzik scene’imiz oluşsun. Bunu zaten yapmazsak yakında elimizde bir tek ev partileri kalacak. Yeni sezonda herkese anlatırken gülmekten bol bol diz dövdüren flashback’ler ve hikayelerle dolu bir gece hayatı serüveni diliyorum.
Yandım Çavuş’ta bir buçuk çöp şişe düşünmeden değiş tokuş yapabileceğim Burning Man, bu sene de “Instagram’da herkese bir şeyler kanıtlamalıyım ama ne?” dedirtmeye devam etti.