DİJİTAL DÜNYA’DAN NASIL STAR ÇIKAR?
Önce YouTube videolarıyla, ardından sahne performanslarıyla dinleyicileri hipnotize ederek etkisi altına aldı. Peki bunu nasıl beceriyor? Kalben, müziğin hayatındaki yerini ve şarkılarının hikayesini anlattı. utkan şîar canevİ
Uzun zamandır Türkiye’de farklı farklı şehirlerde konserler vermeye devam eden, yarattığı müzik ve yazdığı sözlerle dikkatleri çeken Kalben, Hayat Bu Kapağın Altında desteği ve Pozitif deneyimiyle 15. yılına giren Türkiye’nin en uzun soluklu şehir festivali One Love Festival’de sahnede olacak. Yoğun konser programının arasında yakaladık Kalben’i, merak ettiklerinizi sorduk.
Dinleyici tarafından bakmanı istesem, yaptığın müziği nasıl tarif edersin?
Sade, yazıldığı anın duygusunu, insan olmaya dair gerçek hislerle olan bağını korumaya çalışan bir müzik olduğunu söyleyebilirim.
Sofar, YouTube kariyerinde etkili oldu. Dijital dünyanın gücü hakkında neler düşünüyorsun?
Bir YouTube kariyerim yok esasen. Dünyanın birçok şehrinde yapılan ev konserleri zincirinin (Sofar) İstanbul ayağında çaldım ve sevgimizi paylaştık. Sonrasında, dinleyiciyle hayatımı dönüştüren bir buluşma yaşadığım, aralıksız konserler vermeye başladığım, müziği hayatımın odağına koyduğum bir dönem başladı. Dijital dünyamız aslında yeni bir pazar ortamı. Kimileri hayatın gerçeklerini kullanarak ürün pazarlıyor, kimileri içinden geçenleri paylaşıyor, kimileri ne yaptığını bilmiyor. Böyle yeni kanallardan insanlarla kavuşmuş olmak heyecan verici ancak özünde, ortam ne kadar yeni ya da etkili olursa olsun, doğrudan bağ oluşuyor aramızda.
Yeni nesil bir tüketim şekli var Spotify gibi, bu benzeri dijital gelişmeleri nasıl görüyorsun?
Müzisyenlerin, müzik üretenlerin dinleyip de müziğe katılanlarla buluşmasını kolaylaştıran, mümkün kılan platformların hepsi önemli bir iş yapıyor; ancak bu işler sorasında kimi zaman müzisyen ve müzik üretenler ne kazanıyor acaba diye soruyorum.(gülüşmeler)
Albümden sonra olumlu olumsuz nasıl tepkiler geldi, ilginç yorumlar oldu mu?
Her gün birbirinden ilginç yorumlar geliyor. İlk günden beri bizi destekleyen, müziğimizi yaymak isteyen çok güzel eleştiriler okuyorum. Bloglarda, gazetelerde, radyolarda, televizyonlarda, tanımadığım ama müziğiyle şekillendiğim insanların ağzında, kaleminde görüyorum şarkıları. Mutlu oluyorum tabii.
15 şarkı var albümde. Ne kadar zamanda biriktirdin hepsini, hazırlanma sürecini merak ediyorum?
Albüm iki ayı provalarla geçen üç aylık bir sürecin ürünü teknik bağlamda. Elbette, “5 dakika artı bir ömür” benzetmesinde olduğu gibi, hayattan bugüne kadar aldıklarım, aldıklarımız var şarkılarda. Zamanla sınırlandıramayacağımız ve ileride içeriğini daha iyi anlayacağımız kendiliğinden şifreli hisler var. Hazırlığından bahsedersem kısaca: Birlikte zaman geçirmekten ve müzik yapmaktan keyif aldığım arkadaşlarımla ve Ali’yle, provalar, şarkıları düzenleme fikirleri ve kayıt süreci olarak ilerledi.
Bir müzisyenin en mutlu olduğu yer neresi olabilir?
İnsanlarla paylaştığım o hava, o duygu durumu, o dostluk öyle etkileyici ki, konser, sahne diyebiliriz bence.
Türkiye’de yapılan festivaller hakkında ne düşünüyorsun, festival alışkanlığımız oluştu mu sence?
Festival alışkanlıklarımız vardı da kayboluyor gibi geliyor bana. Çok fazla festivalin olduğu zamanları hatırlıyorum. Para ya da zaman sebebiyle katılamaz, üzülürdüm. Şimdi beni öyle üzecek festivaller var mı, bilemiyorum. İşe her zaman şöyle bakmaya çalışıyorum: Müziği destekleyen ve müziği seven insanları sahne üstünde, önünde, arkasında bir araya getiren ve büyük organizasyonların altından birbirinden can insanlarla kalkan ekiplerin varlığı umut veriyor.
Şu an kimi dinlemek isterdin? Lhasa De Sela, Sevinç Tevs, Elliot Smith.
Konserlerinde en çok eğlendiğin müzisyenler?
Tindersticks, Mabel Matiz, Michael Nyman.
Yanından ayırmadığın en mühim iki şey? Nüfus cüzdanım ve ev anahtarım.
Okurken “İşte bu çok iyi” dediğin kitap?
Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna ve Behrengi, Küçük Kara Balık.
Festivallerde en çok ne yemeyi seversin?
Lezzetli hamburgerlere ya da dilim pizzalara hayır diyemem!