Modern Peri Masalı: Dior Sonbahar/Kış 2021 sezonunda Dior defilesini Versay Sarayı’ndaki Hall of Mirrors’da gerçekleştiren ve peri masallarının dünyasını keşfe dalan Maria Grazia Chiuri, evinde sadece banyo kapısının arkasında bir ayna olduğunu dile getirdi: “Aynanın karşısında beni fotoğraf çekerken düşünebiliyor musunuz? İmkansız! Bu aklımda olan bir şey değil. Daha basit ve gerçek olmayı tercih ederim.” “Alice Harikalar Diyarı: Aynanın İçinden” kitabında, “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” masalında da karşımıza çıkan ayna metaforu, bu kez bir eşik ve yeni bakış açıları gibi anlamlara geliyordu.
“Disturbing Beauty” adlı iddia dozu yüksek bu koleksiyonunu 17. yüzyıl esintileri altında sunan yetenekli kreatif direktör, İtalyan sanatçı Silvia Giambrone ile buluştu. Modellerin yanı sıra Sharon Eyal’in koreografisini yaptığı ve sanatçıların aynalarla tutkulu bir diyalog kurduğu defilede “Eğer kimliğini oluşturmak istiyorsan, aynada kendine bakma” diyen Chiuri, konsantre olursak yansımamızı görmeyeceğimizi belirtiyordu. Defiledeki ayna göndermesinin kaynağı kuşkusuz ki edebiyattı. Madame de Villeneuve’ün 1740’larda yazdığı ve 1946’da Jean Cocteau’nun beyaz perdeye uyarladığı “Güzel ve Çirkin”in kasvetli havasını, Chiuri içinde bulunduğumuz duruma göre yeniden yorumladı.
Christian Dior Elbise Modelleri Resimleri
Koleksiyonu, karakter fikirlerine odaklanan masallardan temalarla katmanlandırdı: Charles Perrault tarafından 18. yüzyılda Versailles’da yeniden yazılan “Cinderella”, “Kırmızı Başlıklı Kız” ve “Uyuyan Güzel”. Bu masallar, klasik ve zamansız gardırop fikriyle masal dünyasının cezbediciliği arasında konumlanan bir koleksiyona ilham vermiş oldu. Titiz terzilik detaylarının modaevinin 1940’lı yıllardan itibaren tercih ettiği ikonik motifiyle buluştuğu kapitone pufferlar, dramatik pelerinler ve “Kırmızı Başlıklı Kız”dan fırlamış gibi görünen kapüşonlu bar ceket, peri masalının cazibesini sembolize ediyordu.
Kırmızı ve beyaz detaylarla zenginleştirilen ve kışın içimizi ısıtmayı vadeden mavi kaşmir paltolar teneke askerin üniformasını anımsatırken; gül motifleri, Jean Cocteau’nun 1946’daki “Güzel ve Çirkin” adaptasyonuna gönderme yapıyordu. Zamanla kült haline gelen ipek eşarplar Kraliçe II. Elizabeth’in stilini anımsatırken, “Alice Harikalar Diyarı”nı çağrıştıran taçlar da bir başka aksesuar trendi olarak koleksiyona dahil edildi. İnsanların sadece işlevsellik ve zamansızlık değil, arzu da istediğini dile getiren Chiuri’nin hazırladığı bu koleksiyon; güzellik, aşırılık ve kendi imajımızla olan ilişkinin düşündürücü bir örneğiydi. “Orijinal peri masallarını tercih ederim. Referanslar korkutucu. Gençlere dünyada neler olduğunu öğretmenin ve geleceğe hazırlamanın bir yolu” diyen tasarımcı, kıyafetlerle oynayarak peri masallarının farklı rollerini oynayabileceğimizi, olmak istediğimiz gibi bir karakter olmakta kendimizi özgür hissedebileceğimizi söyledi.
