ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ,
20 YAŞINDAKİ ÖZGECAN ASLAN’IN MERSİN’DE EVİNE GİDERKEN BİNDİĞİ MİNİBÜSTE CANİCE KATLEDİLMESİ, ÜLKEMİZDE KADINA ŞİDDETİN NE BOYUTA GELDİĞİNİ BİR KEZ DAHA EN ACI ŞEKLİYLE GÖZLER ÖNÜNE SERDİ. CİNAYETİN ARDINDAN ÜLKENİN ÇEŞİTLİ BÖLGELERİNDE BU OLAY HALK TARAFINDAN SOKAKLARDA PROTESTO EDİLDİ, İSYANIN VE ÖFKENİN SESİ AVAZ AVAZ TÜM TÜRKİYE’DE DUYULDU. SUÇLULAR LANETLENİRKEN, DİĞER YANDAN DA ANNELER “ERKEK ÇOCUKLARINI KADINILRA KARŞI NASIL YETİŞTİRİYORUZ?” DÜŞÜNCESİYLE ÖZELEŞTİRİ YAPTI. KARİYERİNİN ZİRVESİNDE, ÜÇ ÇOCUK ANNESİ GÜLBEN ERGEN DE OLAYIN BAŞINDAN BERİ TEPKİSİNİ DİLE GETİREN İSİMLERDEN OLDU. BU VE BENZERİ OLAYLARIN BİR DAHA YAŞANMAMASINI DİLEYİP, BİR ERKEK ÇOCUĞU YETİŞTİRİRKEN NELERE DİKKAT ETTİĞİNİ GÜLBEN ERGENİN KENDİSİNE SORDUK.
ÖZGECAN TÜM TÜRKİYEYİ AYAĞA KALDIRDI
Ülkemizde kadına yönelik şiddetin oranı gün geçtikçe korkutucu bir oranda artış gösteriyor. 14 Şubatta Mersin’de, evine gitmek için bindiği dolmuşta, şoför tarafından katledilen 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan, son kurban olmadı ama onun yok edilişi hepimizi derinden sarstı. Özellikle kadın toplulukları başta olmak üzere, geniş kitleler sokağa döküldü, kadına yönelik şiddet bir kez daha protesto edildi, verilen cezaların ne kadar yetersiz olduğu ekranda, hatta evimizde bile tartışıldı. Sosyal medva üzerinden yapılan yorumlarda, büyük çoğunluk, erkek çocuğu sahibi olan ailelere, “Erkek çocuklarınızı insan gibi yetiştirin, onlara kadınlara savgılı olmayı öğretin” diyerek seslendi. Bundan yola çıkarak, tüm Türkiye’nin tanıdığı, hem üç erkek çocuğu sahibi hem de kariyerli bir kadın olan Gülben Ergen’in düşüncelerini merak ettik. İşte sanatçının kaleminden hissettikleri ye düşündükleri…
Şiddete kalkışan çocuğun, muhakkak ailesinden görüp bunu uyguladığını savunan Gülben Ergen şunları söyledi: “Marifet önce iyi insan yetiştirebilmekte. İyi insanın cinsiyeti, dili, ırkı olmaz. İyi insan iyi insandır. Kız ve erkek çocuğu yetiştirmek denen kavram bile bir ayrım. Anne karnında hayatı dinleyen bebek orada başlar gelişmeye. Duymaz, anlamaz dediğiniz her bebek sevgiyi ve şiddeti ayırt edebilecek kadar hassas duyarlılıklarla doğar ve gelişir. Annelik tarafsız sevgidir. Sevginin şartı, ‘ama’sı, pazarlığı olmaz. Şiddet emen, şiddet duyan, gören çocuk; duyduğunu, gördüğünü yaşar ve yaşatır. Bu çocuğun suçu değildir. Anne-babadan ettiği ezberdir.”
“Sekiz yıllık üç çocuk annesiyim. Bu konuda öğretmen değil, öğrenciyim. Okuyan, araştıran bir öğrenciyim. Sevmek ve güvenmek yaşamda hepimizin aradığı iki duygu. Çocuklar zaten anne-babalarını severler ama güvenmeleri için çocuklar ebeveynlerini test edebilecek zekaya fazlasıyla sahiptirler. Bizde sevgi ve söz yemindir. Çocuklarımı insan ve emeğin değerini bilerek yetiştirmeye çalışıyorum. Minnet duygularını, şükretmeyi önemsiyorum. Anlatmak yerine yaşayıp gözlemlemelerini önemsiyorum.